Büyük bir beklentiyle başlamasam da hayalkırıklığına uğradığım bir kitap oldu. Ben daha çok cadılık müessesi görmeyi ummuştum. Karakterlerin sözde büyülü aşkı bana hiç geçmedi… Özensiz yazıldığını düşünüyorum. Belki çıtır çerez bir kitap olarak okunabilir
Güzel bir romantik fantastik olabilecekken yüzeysel konu anlatımı ve geçiştirilmiş son nedeniyle bu fırsatı kaçırmış bir kitap. Daha ayrıntılı yazılsaydı yani konuya daha önem verilseydi keşke diye düşündüm okuduktan sonra. Akıcıydı ama okumasam da olurmuş dedirtti.
Bana göre kitap çerezlik kafanız dağılsın istiyorsanız tercih edebilirsiniz illa bu kitabı okuyacağım derseniz yoksa bunun yerine daha güzel kitaplar mevcut. Kitap olaylar açısından çok hızlı başladı gelişme kısmı çok açıklayıcı değildi, sonu ise yazıyım da ayıp olmasın gibi bitmişti. Kitabı keyif alarak okumadım.
Güzeldi ama beklediğim havayı alamadım. Biraz daha cadıvari olabilirdi ya da karakterleri arası çekim daha iyi yansıtılabilirdi çünkü karakterler arası kimyada bir eksiklik hissettim.
Konusu, işlediği unsurlar ve cadılık bilgileri çok güzeldi. Kitaptaki kadını güçlendirme fikri iyiydi, kurulan alan fena değildi. Yazar bu kitapta uğraştığını, cadılıkla ilgili araştırma yaptığını hissettiriyordu. Ve inanın bana bu iyi hissetmenizi sağlıyor. Sadece kitabın türü yanlıştı.
Açıkçası böyle bir işlenişe ve konuya yetişkin içerik yakıştıramadım, konuya yakışsa bile okuyunca böyle bir işlenişe yakışmadığını anlıyorsunuz. Genç-yetişkin ama +16 civarı bir kitap olsa belki daha iyi olurdu ve tüm unsurlar yapbozu kusursuzca tamamlardı. Şimdilik bunları yazarın acemiliğine vereceğim.
Şimdi bütün bunları bir kenara bırakırsak karakterleri sevdim. Uçarı Gwen’i, cadı olmasına rağmen cadılıktan uzak duran Vivi’yi, onların yanında olan Elaine Teyze’yi ve tabii ki Rhys’ı sevdim. Rhys aklı havada biri gibi gezse de iyi bir karakterdi. (Zaten adı Rhys olan bir karakterin kötü çıkma ihtimali yok.) Vivi’yi önemsiyordu aynı şekilde Vivi’de onu önemsiyordu. Her ne kadar yanlış kararlar alsalar bile.
Umarım ikinci kitapta daha iyi bir şeyle karşılaşabiliriz. Çünkü Gwen’i gerçekten merak ediyorum.
Teyzesinin '' Votka ve İçkiyi Karıştırmayın '' öğüdünü sevgilisinin nişanlı olduğunu söylememesi üzerine, onu terk edip yine de aşkından acılara gark olan acemi cadı Vivienne, kuzeni ile birlikte yalancı sevgiliye lanet büyüsü yaparlar.
Bizim acemi cadıların attıkları taş yıllar sonra hain sevgili Rhys' in kasabaya dönmesiyle birlikte bir çok kurbağayı ürkütür. Kasabada işler çığrından çıkarken eski aşıklar Lanet Büyüsünü bozmaya çalışır ve bir çooookkk romantik anlar da yaşarlar.
+18 kısımları olmasaydı konusu ve yazım tarzı daha çok gençlere hitap ediyor derdim. Benim içinse çerez sınıfına dahil oldu.
Sihir, büyü ve cadılar hakkında harika bir kitap. Vivi'nin gençken aşık olduğu adamı kırık bir kalple ve yanlışlıkla lanetlemesiyle başlıyor. Lanetin işe yaramadığını düşünüyorlar çünkü o sırada söylediklerinin hiçbiri gerçekleşmiyor ve Rhys hayatına mükemmel bir şekilde devam edebiliyor. Ta ki yeniden kasabaya dönene kadar.
Bir oturuşta
Dokuz yıl önce Rhys Penhallow, Vivienne Jones'un kalbini paramparça etti. Ve Vivi, diğer incinmiş cadıların yapacağı şeyi yaptı; ona küfretti. Yine de ona ciddi bir şekilde lanet etmedi. Ama yanılmıştır. Rhys neredeyse on yıl sonra şehre döndüğünde, Vivi lanetinin gerçekten de kalıcı olduğunu çok geçmeden anlar. Ve şimdi hem Rhys hem de sevgili kasabası Graves Glen yok edilmeden önce durumu tersine çevirmenin bir yolunu bulması gerekiyordur.