1990'dan beri yüksek hassasiyetli kişilikleri çalışmış bir klinik, araştırma psikoloğu ve yazarıdır. Konuyla ilgili 21 dile çevrilmiş ve bir milyondan fazla kopya satılan Son Derece Hassas Kişi de dahil olmak üzere altı kitap yayınlamıştır.
Hangi çağda olursak olalım ıstırap, herkesin hayatına dokunur. Bununla nasıl yaşadığımız ve diğerlerine nasıl yardımcı olduğumuz, Hayli Duyarlı Kişiler için yaratıcılık ve etik adına büyük fırsatlardır.
Bizim kültürümüz, mükemmellik peşinde koşmayan herkesi değersiz, üretken olmayan bir seyirci gibi hissetmeye zorlayabilecek bir rekabet fikrine sahiptir. Bu sadece birinin kariyeri için değil, bir kişinin boş zamanları için de geçerlidir. Yeterince formda mısınız, hobilerinizde ilerleme kaydediyor musunuz, bir aşçı ya da bahçıvan olarak yetkin misiniz? Ve aile hayatı; evliliğiniz yeterince samimi, cinsel yaşamınız ideal mi , mükemmel çocukları yetiştirmek için yapabileceğiniz her şeyi yaptınız mı ?
HDK, psikolojide ilk olarak, kendisini bir HDK olarak gören Jung tarafından tespit edildi. HDK'ler içe dönük ve sezgisel olma eğilimindedir. Jung, yüksek duyarlılıklarının ve aşırı uyarılmaya yatkınlıklarının "dayanaklarını kaybetmelerine" neden olduğunu bu sebeple "kendilerini korumaları" gerektiğini ileri sürmüştür. Bu hassasiyet bir psikolojik bozukluk değildir. Genetik bir özelliktir.
Kitapta insan hayatlarına her açıdan değinebilmek için on farklı bölüm mevcut. Duyarlı çocukların doğru şekilde büyütülmesi gerektiği ve çocuklukta travma varsa nevroz gelişebileceği belirtiliyor. HDK çocuklara nasıl yaklaşılması gerektiğini yeterince açıkladıklarını ve verilen örneklerin oldukça yeterli olduğunu düşünüyorum.
Son derece hassas sinir sistemi birçok potansiyel tetikleyiciye sahiptir ve streslerle başa çıkabilmek için çok fazla boş zaman ve rahatlama gerektirir. Hayatımız boyunca toplumdan gelen mesajlar bize bir şeylerin yanlış olduğunu söylüyor ama ya buna farklı bir açıdan bakabilseydik? Bu genetik bir özellik ve onu yönetmenin ve sahip olduğum için özür dilememenin yolları var. Bu kitap aşırı uyarılma semptomlarının nasıl yönetileceğine dair birçok ipucu içeriyor.
Kendime tam olarak bir HDK diyemem açıkçası kendimi daha çok extrovert olarak tanımlarım. Psikoloji hakkında okumayı seven biri olarak benim için güzel bir deneyimdi. Fakat okumayı düşünenler için bir tavsiye bulabilirseniz İngilizcesini okuyun çünkü okuduğum çeviri pek iyi değildi.
Son olarak tavsiyesi için
Hayli Duyarlı Kişiler yüksek duyarlılıkları sebebiyle bilgiyi daha derinden işliyorlar ve hassas algıları sayesinde her uyaranı adeta emiyorlar ve bu sebeple, çoğunluğun mesele etmediği şeyleri dahi derin ve büyük hissediyorlar. Çevremizde de basit gördüğümüz olaylara farklı tepkiler veren insanlar muhakkak vardır.
Kitabın yazarı hayli duyarlı olmayı utangaçlıktan, endişeli biri olmaktan, içe dönüklükten ya da ürkeklikten ayırıyor ve toplumda bunların genellikle karıştırıldığını ifade ediyor. Elbette her birimizde bu özellikler mutlaka vardır. Ama bizi HDK yapan şey bu özelliklerin miktarı ve hayatımızı etkileme oranı.
Son olarak kitap duyarlı olmanın sıklıkla yanlış anlaşıldığı ve yanlış adlandırıldığı modern dünyada, toplumdaki ve yakın çevrenizdeki rolünüzü tekrar değerlendirmenize yardımcı olacaktır.
Dışa dönük mizacın kabul gördüğü bir dünyada okunması elzem bir kitap..
İkinci başlığından da anlaşılacağı üzere kitap bir kılavuz niteliğinde yazılmış ve vadettiklerini de bir düzeyde sunuyor. Hassas ruhlu olarak tanımlayabileceğimiz 'hayli duyarlı kişi'yseniz (highly sensitive person) ve içgörü kazanmak adına çok fazla özyönelim sağlayamadıysanız ilk adım için gayet yerinde bir tavsiye olur. (Benim için, ekstra