Akasya 17 yaşından beri her doğum gününde şehir değiştiren, insanları ve o hayatı arkasında bırakan bir kızdır. 45. Durak’ta bulduğu Yekta Emir Ilgaz, onu kaybettiği anılarla yüzleştirecek bütün doğrularını sarsacaktır. Bu yıl ankarayı ve en önemlisi Yektay’ı terk edebilecek mi edemeyecek mi onu okuyoruz.
Daha önce sosyal medyada sık sık karşılaştığım bir kitaptı. Başlarda saçma buldum ve açıkcası pek hoşuma da gitmedi Akasya’nın hareketleri, özellikle Yekta ile olan o tanışma anını. Fakat sayfaları çevirdikçe mükemmelleşti cidden. Zor bir dönemdeyken iki büyük yaralar almış olan karakterleri okumak bana kendimi daha iyi hissettirdi (yalnız olmadığım için) belki bununda bir katkısı vardır kitabı bu kadar sevmeme. Yekta karakteri zaten marka gibi bir şey hani bayıldım ona. Diğer hoşuma giden şey de kitapta bol bol anlamlı cümlelerin olması çook güzellerdi. En kısa sürede ikincisinin çıkmasını umuyorum çok fena bir şekilde bitti çünkü… Akasya’nın da dediği gibi “Yeni yaş, yeni başlangıçlar.”
Serinin ilk kitabı olduğu için bazı şeyler yerine oturmadı. Merakta bırakıyor insanı. Çoğu şeyi 2. kitapta okuyacağız, taşlar 2. kitapta yerine oturacak. Yinede Yekta ve Akasya çiftine bayıldım. Asla Akasya kadar cesaretli olamam. Kim ilk defa gittiği şehirde tanımadığı bir adamı takip eder ki.
Başarılı olmam isteyen bir genç yazarın, tutunmaya çalışan bir kitabı. Beğendim, okurken herşey çok hızlı geçti. Tavsiye edilir. Keyifli okumalar.
__
“Sevgi, bir gün kopacağını bile bile bağlanmaktır.”
Akasya geçmişin ona hissettirdiklerinden kaçarken her yıl şehir değiştirmek zorundadır. On yedi yaşından beri gittiği her şehirden biraz daha yarım ayrılan Akasya, bir haziran gecesi şehre veda ederken kaybettiği anıların parmak izlerini ruhunda taşır.
Ankara’ya ayak basarken bu şehrin, onu kaçtığı geçmişin ortasına bırakacağından bihaberdir. Kırk beşinci durakta bulduğu Yekta Emir Ilgaz, onu kaybettiği anılarla yüzleştirerek bütün doğrularını sarsacaktır.
Aynı acılardan geçip, ayrı ayrı yollarda yürüdüğü bu adamla korktuğu geçmişin içerisine düşen Akasya, bu yıl Ankara’yı ve en önemlisi de Yekta’yı terk edebilecek midir?
“Buz kesmiş ellerin…
Bir gün gideceksin diye mi hep kapıda asılı ceketin?
Sevgilim, birinin gidişlerini sevebilir misin?
Ben seveceğim, adımlarını izleyeceğim.”