Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.31
Betül Güçlü Yorumları ve İncelemeleri
Betül Güçlü yorumları ve incelemelerini, Betül Güçlü kitabı hakkındaki okur görüşlerini , Betül Güçlü puanlarını 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Sevgili Limon Çiçeği...
Yazarın naif üslubu ve insanı gülümseten, kitapların çevresinde gelişen bu romanı okumak garip bir huzurla dolmamı sağladı. Nedense, şu son zamanlarda bu roman dingin bir sığınak gibi geldi bana. Arada böyle kitaplar okumak ruhumun ihtiyacı gibi...
Mektupla başlayan tanışıklık, herkese nasip olur mu? Nedense bu gibi
Kitap her iki karakterin diliylede yazılmıştı ama erkek karakterin kısmına geçtiği zaman bu kişiler kim filan dedim ama sonra olayı fark ettim. Şahsen bölümlerin başına hangi karakterin bakış acısıyla yazılmışsa o karakterin ismini yazmalarını isterdim. Bir de sonlarına doğru Ali Bulut'un kısımları olmaktan çıkıp yan çifttin kısımları oldu belki başta da öyleydi de ben yanlış anladım bilemiyorum. Genel olarak fena değildi.
Konuya da gelecek olursak.
Destan'ın ailesi kızlarının üniversiteye gidip hemşire veya doktor olmasını istemişlerdir ama destan'ın hayali pastacı olmaktır ve pastane açar ama işler kesattır. Arkadaşı *Ve Bir de Destanı seviyordur ama duygularını kabul etmez arkadaş kalmak ister* Alper pasta kursu verelim der ama bundan yana değildir çünkü bir kere denemiş ve olmamıştır. Bu sefer alper bana güven der ve kursa gelecek olan kişileri ayarlamıştır ve o kişiler bir kaç gün sonra gelmişlerdir ve aralarında Ali Bulut'ta vardır. Destanı görür görmez etkilenir. Arlarında neler olacak göreceğiz.
Okuyacak olanlara şimdiden iyi okumalar.
Baş karakter kızımız Mısra genç halinde bütün ailenin ve evin sorumluluğunu almış çalıştığı işten gelen parayla kardeşlerine ve babannesi bakıyor. Bu kadar da değil kardeşi başına bela açıyor ve bunun sorumluluğunu da Mısra almak zorunda kalıyor. Kardeşi kaza yapmıştır ve pahalı bir arabaya çarpmıştır, bunun üzerine çıkan masrafları ödemelerini isterler ve tam bu sıra da Kerem karşısına çıkıp parayı ödeyeceğini ama bunun için de kendisiyle evlenmesini söyler *tam evlilik değil nikah masasında terk etmesini söyler. Olaylar başlar Kerem'in annesi Mısra'yı aramayı dener olay olmadan önce kerem mısra dan son kez iyilik ister annesiyle konuşup olayları rayına girdirmek için. Bakalım neler olacak.
Karakterlerden kızın kardeşlerine bazen gıcık ve sinir olsam da bazı kısımlarda sevdim. Kardeşler arasında hep böyle değil midir zaten. Kitabı genel olarak beğendiğim güldüğüm kısımlar olsa da duygulandığım kısımlar daha çoktu. Neyse okuyacak olanlara şimdiden iyi okumalar.
Her kitapta erkekler kadınları takip eder kendine aşık etmeye çalışır ya hani ha işte o bu kitapta öyle bir şey yok. Defne kızımız hastaneye kuzenin yanına gitmek zorunda kalır ve orada Emre'yi görürür ve aşık olur öylece durur mu tabii ki de hayır sosyal medyadan istek gönderir emre ilk başta kabul etmez. Defnede aile üyelerini ekler ve emrenin neler yaptığını o şekilde öğrenmeye başlar, her yerde onun peşinde olur takip eder tabi emrenin bundan haberi yoktur. Sonraysa bir şekilde defne emrenin numarasını bulur. Arar ve konuşurlar emre rahatsız olduğu için arama der ama defne kızımız sosyal medyada isteğimi kabul edersen aramam der *tabi ki de yalan* bu sefer de mesaj atıp mesajlaşmaya başlarlar. Gel zaman git zaman denk gelmeye çalışır, karşılaştıklarında tesadüffen denk gelmiş gibi davranır ve bakalım emreyi kendine aşık etmeyi becere bilecek mi?
Ben kitabı baya sevdim defnenin konuşmaları olsun tavrı olsun aşırı komikti. Tavsiye eder miyim ederim ama sizin hoşunuza gider mi benim ki gibi orasını bilemem.
Kitabı okurken ilk başta fark etmedim ve çok dikkatimi çekmedi ama detaylar geldikçe sevgili limon çiçeğinin karakteri emrenin kardeşiymiş. Bir de o kitabı okumanın üstünden çok zaman geçtiği için çok fazla anlamamıştım ama bu duruma hem şaşırdım hemde çok hoşuma gitti. Ve bir de sanırım önce bu sonra sevgili limon çiçeği ben tam tersi okudum.
Daha çok kitap hakkında konuşmak, yazmak isterim fakat daha fazlası spoilere girer. O yüzden okuyacak olanlara şimdiden iyi okumalar diliyorum.
Uzun zamandır bu kadar güzel bu kadar naif bir aşk hikayesi okuduğumu hatırlamıyorum. Meriç'le Ecrin'in bir mektup la başlayan arkadaşlığı ve arkadaşlıktan bir birini sevmeleri. Kısaca kitap her şeyiyle mükemmel. Her satırı her bölümü tebessümle okudum. Kesinlikle okumanız gereken bir kitap arkadaşlar. İyi okumalar.
Efran uzun zamandır aşık olduğu kadına biraz daha yakın olmak için aklında bir plan vardır. Beril'in çocuklarına bakıcı arıyordur ve Efran'nın planı burada devreye giriyor. Beril'in çocuklarına bakmak için evlerine gider ve erkek olduğu için Beril ilk başta çok az tereddüt etse de Efranı işe alır. Bakalım neler olacak.
"Einstein der ki, önyargıları parçalamak atomu parçalamaktan daha zordur."
Bu haftaya kadar kitabın adını bile duymamış olan ben arkadaşımın önerisiyle okuduğum kitabı incelemeye geldim. Umarım dikkatinizi çekerim ve sizi bu güzel dünyayı okumaya dair ilk adımınızı attırırım. Aşırı soft ve naifti ki sayfalar ellerimin arasından kayıp gitti, yüzümde hep bir gülümsemeyle okudum. Kitabın yarısı mektuplaşmalardan oluştuğu için incelemeyi bende bir mektup şeklinde yazmak istedim.
Sevgili Limon Çiçeği,
Bahsettiğiniz kadar kaba bir insan olmadığım için popüler gençlik romanlarından birine şans vermeye karar verdim. Kitabın konusu o kadar hoşuma gitti ki, mektubumun yarısını bu konuya adayacağım, umarım okurken sıkılmazsınız.
Ecrin ve Cemil Meriç'in karşılaşmalarıyla başlıyor kitap. Adları size de tanıdık geliyor değil mi? Çalıştığı kitapevinin karşısında bulunan sahaf'ın sahibinin kitaplarla olan yorumunu gören Ecrin ile başlıyor hikaye. Adamla aynı fikirde olmadığından bir mektupla bunu açıklamak istiyor. Adamın kendine kaba gelen tavırlarıyla yüzleşiyor, ki hiç kaba davranmadığımı belirtmek isterim.
Bu mektuplaşma işi devam ediyor ve ilerledikçe iki insanın da duyguları değişiyor. Önyargılar kırılıyor, söylenmeyen sözler söyleniyor.
Konusunu beğenmiş olacağınızı umaraktan mektubun yanında kitabın bir nüshasını gönderiyorum. Mektuplaşmadan doğan bir hikayenin sizi gülümseteceğinden eminim.
Saygılarla ve sevgilerle,
Cemil Meriç Kozan.
Öykü üniversite okuyordur ve ilk başta yurta yaşamıştır ama sürekli odasına biri girdiği için eve çıkma kararı alır. Eve çıkar ve orada da kendiyle yaşıt olan kızlarla kalmaya başlar. Ama Öykünün bir sorunu vardır ve bu da ailesinden dolayı içine kapanık, hiç kimseden yardım almayı kabul etmeyen ve kendi halinde biri olarak büyümüştür.
Öykü bir gün hasta olur ve uzak durmaya çalıştığı kızlar ve komşusu olan Yağız kendisine yardım eder. Ama teşekkür etmek yerine ve onları dinlemek yerine biraz soğuk cevaplar verir. Kızlarda birazcık alınır tabi, Derya da şuan her şey senin için yeniyse bizim için de yeni der. Zaten bu olaydan sonra Öykü biraz biraz değişmeye başlar. Kızlar ve Yağız sayesinde Öykü kabuğundan yavaş yavaş çıkacaktır.
Destan büyük hayallerle şirin bir butik pastane açar.Ancak işler beklediği gibi gitmez,gün geçtikçe iflasa sürüklenir.Arkadaşı Alper'in desteği ile bir pastacılık kursu açar ve pastanesini kurtarmaya çalışır.
Yalın anlatımı ile çabucak bitirebileceğiniz bir kitap.Ancak kitabın çoğu sayfasında kadınların kendilerini o erkeklere sahip oldukları için şanslı görmeleri,erkeklerin kötü özelliklerini çok seviyor diyerek üstlerini örtmeleri,Eylül karakteri ve onun yersiz davranışlarından dolayı sevgilisinin davranışlarının normal gösterilmesi beni fazlasıyla rahatsız etti.Ana karakterimizin annesinin de:"Benim oğlumu beğenmeyecek kız anasının karnından doğmadı daha!" cümlesiyle gösterdiği yersiz ego ve gerçek hayatta da bu tip oğullarını yücelten anne babaların olduğunu bilmek de beni ayrı bir sinirlendirdi.Pek tavsiye edebileceğim bir kitap olmadı malesef.
!!!Unutmayalım ki en basit gördüğümüz cümle bile çocuklarımızın karakterlerini oluşturan yapı taşlarıdır.Onları yetiştirirken ileride bir anne,baba,eş vb olacağını hesaba katmamız gerekir.Aksi takdirde geleceğin sorumsuz bireylerini yetiştirmiş oluruz ve bu sadece onu değil çevresindeki herkesi etkiler.!!!