"Pheebs" dedi Conner. "Onun gibi değilsin. Soğukkanlılıkla'daki adam gibi de değilsin. Beni seviyorsun mesela, değil mi?"
Gözlerimi devirdim. "Sen başımın belasıSIn."
"Ama sevimli bir baş belasıyım."
İnsanlarla arama bu yüzden mesafe koyuyordum işte. Birinin size bir mesaj göndermesini, bir daveti kabul etmesini veya sizinle takılmak isteyip istemediğini gerçekten umursadığınızda işler çok daha karmaşık hale geliyordu.
Kitabı kesinlikle beğendim.Başlamadan önce yorumları okuduğumda biraz hevesim kırılmıştı yine de elimde olduğu için okuyacaktım.Tabi genele uymadığımı birkez daha anlamış oldum:)
Phoebe ve Sam karakterleri kendi özelinde çok komik ve tatlı karakterlerdi.Ben de seri katillere biraz takıntılıyım.Dünyaya bir daha gelsem adli psikoloji falan okumak çok isterdim.Suç ve suçlu beyni nedense herzaman ilgimi çekmiştir.Yanlız bu tarz konularda ilgi ve bilginiz yoksa kitap size sıkıcı gelebilir.Bu alanda çok fazla Netflix belgeseli ve İnvestigation Discovery kanalını izlediğim için Pheobe’nin bahsettiği katillere aşinayım ve esprilere o yüzden çok güldüm.Sevmeyenlerin ve sıkılanların bundan sıkıldığını düşünüyorum açıkçası.
Her ne kadar Phoebe bazı yerlerde fazla zorlayıp ,çekinceleri ve hareketleri beni delirtse de yazar zaten paranoyak ve şüpheci bir başrol yazdığı için çok sırıtmamış.Normal olmayan bir karakterden normal olmasını beklememek lazım.Ayrıca yazar yumuşak bir tip yazsa kitaba göre abeste iştigal olurdu.Cidden sarkastik bir mizah anlayışı vardı.Sam’e gelirsek kendisi aşırı tatlıydı.Çok sevgi dolu ve ponçik bir karakterdi.Favorim kesinlikle o!!
Kitabı farklı bir alternatif arayanlara,kara mizah sevenlere gönül rahatlığı ile tavsiye ederim.Aşk kısmı çok beklentinizi karşılayamayabilir ama.Bu kitap standart bir romcom değil.Bunu bilerek başlarsanız seversiniz bence.
İyi okumalar
Phoebe, Phoebe, Phoebe ve Phoebe.....
Herşey ondan ibaret ve ondan ötürü.....
Phoebe yi yazıcam diye Sam gibi güzelim ve hassas bir adamı, Conner gibi şapşik ve tatlı bir kardeşi, Alison gibi iyi bir arkadaşı harcadılar ya yanarım yanarım ona yanarım.
Özetle; Phoebe geldi, gördü, yendi, gitti, geri geldi, sevdiğine sevebildiğine karar verdi ve bende bunları okurken Phoebe yi sevmediğime karar verdim.
İşte bu kadar.
OMG!!!
Ne kadar çok "Phoebe" yazmışım, üstelik bahsettiğim Friends teki Phoebe bile değil.:((
Bu ara hiç güzel kitaplar denk gelmiyor şansıma.Seri Katiller Gölgesinde Aşk da öyleydi.
Babası ölümünün ardından onun evini temizleyip satışa çıkarmak için onun evine taşınan Phoebe,seri katillere takıntılı bir kadın.Babasının komşusu Sam ile tanışınca da onu potansiyel seri katil diye düşünüyor.Sonra zamanla yakınlaşmalarını okuyoruz.
Kitabın olayı bu kadardı gerçekten.Sıfır olay,duygular da geçmedi bana.Kadın karakter garip ,erkek karakter çok pasifti.Yazmak için yazılmış gibi bir hava vardı.