Ahmed el-Shamsy

İslâm Klasiklerini Yeniden Keşfetmek yazarı
Yazar
0.0/10
0 Kişi
5
Okunma
1
Beğeni
246
Görüntülenme

Hakkında

Shamsy doktora derecesini aldı. 2009 yılında Harvard Üniversitesi'nden . Çalışmaları, klasik İslami disiplinlerin ve akademik kültürün tarihsel gelişimini incelemektedir. Çalışmaları sözlü ve okuryazarlık, kitabın tarihi ve İslam hukukunun teori ve pratiği üzerine odaklanmaktadır. 2010'dan beri Chicago Üniversitesi'nde İslam Düşünce Profesörlüğü yapmaktadır.
Unvan:
Yazar İslam Düşünce Profesörü

Okurlar

1 okur beğendi.
5 okur okudu.
1 okur okuyor.
9 okur okuyacak.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
19. yüzyılda Avrupa kütüphaneleri, Arapça yazma eser koleksiyonlarını genişletmek için yüklü meblağlar ödeme konusunda istekliydi. Bu durum daha önce bahsi geçen oryantalistlerin zenginleşmesini sağlamıştı ve bu da onların motivasyonunu daha da artırmış olmalıydı. Bu kütüphanelerin yazma eser tutkusuna dair belki de en etkileyici örnek, Bavyera Devlet Kütüphanesi'nin 1858'de Fransız oryantalist Ouatremere'in 1250 yazma ve yaklaşık 30.000 matbu eserden oluşan koleksiyonunun peşine düşmesidir. Kütüphane, bu satın almayı finanse etmek için aralarında Gutenberg İncili'nin bir kopyası da bulunan mevcut koleksiyonunun önemli bir kısmını satmıştır.“ 1884'te Berlin'deki Königlich Preufische Staatsbibliothek 70.000 mark vererek Landberg'den (muhtemelen onun da Medeni'den aldığı) 1052 cilt yazma eser satın aldı. Bu miktar o dönemde vasıfsız bir Alman işçisinin 100 yıllık ücretine tekabül ediyordu.
Her ne kadar büyük bir kısmı, yazılı metinlerin baş düşmanları olan neme, yangınlara, savaşlara, haşerelere ve sansüre yenik düşse de 700-1400 yılları arasında telif edilen yaklaşık 600.000 yazmanın günümüze ulaştığı tahmin edilmektedir.
Reklam
Napolyon'un oryantalistleri Mısır'a gelip yazma eser bulmak için kütüphaneleri, çarşıları ve camileri karış karış aradığı donemde, Arap-İslâm yazılı geleneğinin, okuryazar nüfusun taleplerini karşılayacak metin çoğaltma tekniklerinin de tesis edildiği bin yıldan daha eski bir geçmişi vardı. Bununla beraber yazma eserlerin kaçınılmaz bir şekilde kısa ömürlü olması, eğitim müfredatında yer almayan eserlerin —bilhassa eski olanların-- kaybolmaları anlamına geliyordu. Zira kullanımı yaygın olmayan eserler varlıklarını devam ettirmelerine yetecek sayıda çoğaltılmıyordu. İslâm'ın kökenlerini ve Doğu'nun eski bilgeliğini keşfetmeye çalışan oryantalistlerin koleksiyonlarına katmak istedikleri eserler, tam olarak erken döneme ait nadir eserlerdi. Bu yolda sarf ettikleri çabalar Avrupa toplumlarının büyük mali ve askeri kaynaklarıyla destekleniyordu. Ayrıca özel bağışlarla ayakta duran klasik kütüphaneler ekonomik çöküş nedeniyle, Arapların ilmi merkezlerinde ise Arap topraklarının taşralaştırılması nedeniyle büyük ölçüde zayıflamıştı. Bu gelişmeler söz konusu koleksiyonların birçoğunun kısmen veya tamamen dağılmasını kolaylaştırdı. Sonuç olarak Arap toplumları edebi miraslarının önemli bir kısmını yitirdiler; zengin kitap koleksiyonları önce eserlere erişimin sonradan zorlaştığı İstanbul'a, ardından bunların muhtelif amaçlarla kullanıldığı Avrupa'ya götürülerek İslâm araştırmalarında kullanıldı.
Klasik İslâm'da tarih bilinci, dilbilgisi kuralları ve edebi kültürün doğuşu ve gelişimi açısından hadis tenkit yöntemlerinin önemi muazzamdır. Bir isnat zincirindeki ravi sayısı tıpkı bir ağacın yaşını gösteren halkalar gibi (Hz.) Peygamber dönemine olan kronolojik mesafenin göstergesidir.
En hırslı Avrupalı koleksiyonculardan biri, önemli yazma eser koleksiyonu şimdilerde Berlin'deki Staatsbiblothek te olan Avusturyalı Aloys Sprenger'di (1813-1893). Sprenger 1853'te Arapça kıtap toplamasının gerekçelerini şoyle izah eder: Doğu dillerinde yazılan bütun eserler yok edilseydi, şüphesiz ınsanlık sanatta ve bılımde pek
Henüz kayıt yok

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Reklam
Henüz kayıt yok