Orta Doğu Teknik Üniversitesi Psikoloji Bölümü'nden 1985 yılında mezun olmuş ve aynı bölümden Klinik Psikoloji alanında bilim uzmanlığı derecesini almıştır. Doktora derecesini Ankara Üniversitesi Klinik Psikoloji ABD’da tamamlamıştır. Bilkent Üniversitesi, Bayındır Hastanesi ve Başkent Üniversitesi Psikiyatri ABD'da çalışmıştır. Psikolojik gelişim, psikoterapi ve eğitim çalışmalarını Günışığı Psikolojik Gelişim ve Psikoterapi Merkezi’nde sürdürmektedir.
Sosyometri ve psikodrama alanında 4 yıl boyunca uygulamalı eğitimden geçmiş, bilişsel psikoterapi, gestalt psikoterapisi, aile terapisi ve grup terapisi alanlarında uygulamalı eğitim almıştır. İstanbul Psikodrama Enstitüsü'nde üst aşama psikodrama eğitimini sürdürmektedir.
Ergen ve yetişkinlerde bireysel psikoterapi, çift terapisi, aile terapisi ve grup psikoterapisi alanlarında uygulamalarını yürütmektedir.
Uzmanlık alanına giren konularda seminer, konferans ve çalışma grupları düzenlemekte, öğrencilere ve profesyonellere yönelik eğitimler vermektedir.
“Büyü Dükkânı”, “İç Dünya Oyunları” ve "Büyü Dükkânı'nda İki Çınar" isimli üç kitabın da yazarıdır (Epsilon Yayınları)
_
Uzun süredir yağmur yağmamış, toprak bahar aylarındaki tazeliğini ve yumuşaklığını yitirmişti. Artık ayaklarının altın da esnemiyor, adeta onun adımlarına duyarsız kalıyordu. Bu yıl, toprakla buluşmasında yaşadığı heyecanı özlediğini hissetti yaşlı adam. Eğilip, yerden avucuna biraz toprak aldı ve kokladı. Ama o, hemen hemen hiç koku salmıyordu. Tıpkı sevgisiz bırakılan kadın gibi, susuz bırakılan toprak da küskün, sert ve kırılgan oluyordu. Tenindeki nemi toprağa geçirmek için, avucunu sıkıp bir müddet öylece durdu. Ancak elini tekrar açtığında, ufalanarak iyice dağılmış olan toprağın, hafifçe araladığı parmaklarının arasından kayıp gittiğini gördü. Onu kandıramadığını düşünerek gülümsedi yaşlı adam O şu anda küçük tesellilerle mutlu olamayacak kadar talepkardı ve kendisine cömertçe sunulacak bir yağmuru bekliyordu. Yaşlı adam, başın, gökyüzüne kaldırdı; yıldızlar vardı. Toprağın istediği bulutlar ise, uzun süre ortada görünmeyen hovardalar gibi, kim bilir nerelerdeydiler.
_
Bir insanın akıllı davranması için üç yol vardır: Birincisi iyi düşünmektir. Bu en soylusudur. İkincisi, taklit etmektir. Bu en kolayıdır. Üçüncüsü, denemiş olmaktır. Bu en acısıdır. ||
Psikodrama öyküleri ve yalın anlatımı ile muhteşem akıcılığa sahip bir kitap. Her bir öykü , almasını bilene harika dersler veriyor . Ben aldım mi ? Tabii ki hayır :) ama bu yazılanların haklılık payını değiştirmez. Bu benimle alakalı.
Kitapta sonuna doğru bir okurun düşüncesi olarak paylaşılan " dilek dilerken dikkat et , ya olursa ? " Evet kitabı okuduktan sonra dilek dilerken tereddüt edebilirsiniz.
Çünkü istekleriniz hakkında düşünmeye başlıyorsunuz. Ya istekleriniz gerçek istekleriniz değilse diye sorgulatıyor.
İçerik hakkında yazmak istemiyorum, okuyanın pişman olacağı bir kitap değil, kesinlikle tavsiye ederim . Keyifli okumalar
Bu yılın alıntısını bu kitap içeriyor benim için , teşekkürler
Bedel ödeyerek almak istediğiniz şeyler gerçekten istediğiniz ve mutlu olacağınız şeyler mi?
Yazar pdikodrama olarak yazdığının kitabın her öyküsünde kendinize bu soruyu sormanızı sağlıyor. Ben hayatımda gerçekten doğru olan şeyleri mi istiyorum? Ya bazı şeylerin farkında değilsem, onlara zaten sahipsem ve ödeyeceğim bedel olmasını istediğim şeyden çok daha ağır bir bedelse ve ben bunu bilmiyorsam?
Yazarın okuduğum ilk kitabı. Hikayeler öyle akıcı, öyle bizden bir parça ki içinizde kendinizi bulmadan edemiyorsunuz.
LİLİ , iyi ki tavsiye etmişsin kitabı :) Bu vesileyle iç yolculuğuma çıkma ve kendi içime bakma imkanım oldu :) Okuyacak herkesi de bir parça etkileyeceğini düşünüyorum. Keyifli okumalar :)
Uzun zamandır alan okuması yapmıyordum ve bu güzellik beni kitaplıkta yaklaşık 3 buçuk senedir bekliyordu. Karantina günlerini stoktaki kitaplarımı okuyup bitirmek için fırsat bildiğimden ilk sıralara bu güzel eseri koymak istedim ve kendisi nisan ayı seçkilerimde yer aldı. Yeşim Hoca Büyü Dükkanı'nda olduğu gibi devam kitabında da çok güzel iş çıkarmış. Bu kez bizim için daha dolu dolu ve farklı serüvenler tasarlamış.
Elbette dükkana gelip giden müşteriler yine oluyordu ama bu sefer vurgu sanki daha çok satıcımızın iç dünyasına ve özel yaşamınaydı. Her okura hitap edebilecek nadide bir eser gerçekten. Okuyan herkesin kendini bulabileceği en az bir kaç satır olacağına eminim. Onlarca satırın altını çizdim, çok güzel farkındalıklar edindim ve satıcıyla birlikte ben de mükemmel bir mesleki deneyim elde ettim. Kitaptaki tasvirlerden yola çıkarak zihnimde canlandırdığım şekliyle dükkan, dükkanın bahçesi ve satıcı her satırda zihnimde beliriyordu ve ben son satırlarda artık buradan ayrılacağım için hüzünlendim. Yaşlı satıcı ben uzaklaşırken verandasına çıkmış ve yüzünde buruk bir tebessümle bana el sallarken benim aklımda onun şu sözleri dönüyordu:
"Bir yerdeki kavuşma, başka yerdeki bir veda anlamına geliyordu. Hissettikleriniz ise bakışlarınızı hangi sahneye çevirdiğinizle ilintili idi."
Keyifli okumalar dilerim.