"İsmini bağırıyorum dağa
Sen İstanbul’dasın diye memnun ağaçlar
Sen varsın diye insanlar iyi
Böcekler yeşil yeşil
Karıncalar sevimli
Çiçekler burcu burcu
Kime söyleyebilirim senden başka
Denizin mavisini
Dondurmacının kutusunu
Çamların sesini.
Kime açarım senden başka
Gül bahçeden
Kim anlar kâğıt helvalarının hikâyesinden
Kim iki kahvede saadeti kilitlemiştir
Kim sever o ince minareyi, Yüksekkaldırım’ı,
Çingeneleri
Alnı Hülyalım
Önümden insanlar geçiyor
Tanıyorum hepsini
Ama kim bunlar
Niçin koşuyorlar şehre
Bu yüzlerdeki rahatlık neden...
Ben mesutken bile rahat değilim
Kitaplar bir zaman bana insanları sevmek lazım geldiğini insanları sevince tabiatın, tabiatı sevince dünyanın sevileceğini, oradan yaşama sevinci duyulacağını öğretmişler. Hayır, şimdi insanları kitapların öğrettiği şekilde sevmiyorum.
Türk Edebiyatı’nın usta kalemi Sait Faik Abasıyanık’ın Kumpanya isimli bu hikayesi tiyatro gezici grubunun hikayesi, kumpanya kurmanın zorlukları, maddi sorunlarını
anlatırken hikayemizin kahramanları Kör Halit, Moruk Salih, Saffet Ferit ve diğer karakterlerimizin iç dünyaları da karşılıyor bizi.
Kriz ve Guathar Cambazhanesi kitaptaki diğer öykülerimiz
Kitabın sonunda ise Sabri Esat Siyavuşgil’in yazar hakkında yazdıklarında beni etkileyn diğer kısım oldu. Sait Faik külliyatını tamamlamaya çalışıyorum. Son Kuşlar kitabında “ yazmasam deli olacaktım” diyor iyi ki yazmışsın iyi ki biz okumuşuz…
KumpanyaSait Faik Abasıyanık · İş Bankası Kültür Yayınları · 20141,503 okunma