İnsan hayatı evrenin akışı içindeki bir girdap gibi, yanıltıcı bir şekilde sakindir; bilimse insanın karanlığa yaktığı bir kibrittir ve kibritin ateşi karanlığın sandığımızdan daha da karanlık olduğunu gösterir.
Geleneksel ve kaçınılmaz bir şekilde, kahinler titrer. Üstlerinde iki büyük yük vardır: Hem kelimeleriyle geleceği yönlendirmek, hem de gerçek birer kahin olmak zorundadırlar. Sahte bir kahin olmanın cezası, hepimizin malumu olduğu gibi taşlanarak öldürülmektir.
I. A. Richards
Peyami Safa'nın bu kitapta kafası son derece karışık. Bu nedenle hikaye bir türlü akmıyor / akamıyor. Sabırsız okurların kolaylıkla tam ortasında terk edebileceği bir kitap. Yalnızca dirayetli okurların harcı.
Kitaba gelirsek, konusu yazarın diliyle işe yaramaz, dejenere Ferit'in ve bulunduğu yozlaşmış çevrenin yaşadığı bunaltı, ne yapacağını bilmez hallerin detaylı, bitmek bilmeyen betimlemeli anlatımı üzerinedir. Yazar çözümü ise kimi zaman Vafi Bey, kimi zaman Matmazel Noraliya (Nuriye) ve kimi zaman da öğretmen Aziz'in ağzından sunar. Yazara göre kurtuluş "Huzur İslam'da"dır. (bir parça mistizm soslu). Metnin bazı bölümlerinde öğretmen Aziz'in ağzından komünizm ve liberalizm eleştirisi sunulur ve yazara göre siyaseten çözüm bu ikisinin orta yolundadır.
Kitap, ana karakter Ferit'in son derece buhranlı ve yer yer aşırı sıkıcı hallerini bir çırpıda çözüme kavuşturur. Kitap boyunca bitmek bilmeyen detaycı ruhsal analizlere rağmen final son derece kolaylıkla, ani ve iyi bir şekilde biter.
Son derece uzun betimlemeler, Ferit'in bitmek bilmeyen buhranları, fazlasıyla didaktik fikir beyanlarıyla okuması zor ve okuyana bol miktarda sabır gerektiren bir kitaptır.
Tarih-i beşeri dolduran bütün muharebeler, benliğini öldürmesini bilmeyen insanın bir gaye uğrunda ölmesini öğrenmesi için Cenabıhakkın ona verdiği kanlı derslere benzer.
"Delilik şüphesiz aptallıktan iyidir. Delilik var olmuş bir zekanın yok oluşudur; aptallık, var olmamış bir zekanın var olmamaya devam edişidir. Deliliğin hiç olmazsa mazisi şanlı. Aptallığın şerefli bir tarihi bile yok."
Cellat uyandı yatağında bir gece
"Tanrım" dedi "Bu ne zor bilmece :
Öldürdükçe çoğalıyor adamlar
Ben tükenmekteyim öldürdükçe..."
Ataol Behramoğlu - 1974