Değişen ekonomiye aldıran yok. Değişim planlarına aldıran yok. Yalnızca isyanın bastırılma yöntemleri tartışılıyor, oysa beri yandan isyanın nedenleri devam edip duruyor.
Halkın çoğu aç ve çıplaksa, ihtiyaç duydukları şeyleri zorla alırlar. Sonra bir de, tarihin her sayfasından avaz avaz haykıran bir gerçek: Baskı ancak baskı altındakilerin güçlenmesine ve birleşmesine yarar.
"Bazen işçiler bir şey için kazı yaparken bir ceset buluyorlar, cinayet sanıp patırtı koparıyorlar. Hükümetin ölüye duyduğu ilgi, diri insana duyduğundan fazla nedense. Kimdi, nasıl öldü diye arar dururlar artık."
Ticaret hayatına atılanlar yalan söylemeye, hile yapmaya mecburdur. Ama buna başka bir isim takarlar. Önemli olan odur. Sen gidip o lastiği çalarsan hırsız olursun. Ama o herif yırtık lastiğe karşı senin dört dolarını çalmaya kalkıyor, adı da ticaret oluyor.
"İnsan bir yere alıştı mı, ayrılması zordur," dedi Casy. Bir düşünce tarzına alışınca da kopamaz insan zaten. Ben artık papaz değilim ama ikide bir kendimi dua eder buluyorum. Hiç farkında olmadan yapıyorum bunu."
"Nedir bu hal? Başka bir şey istemek gerek mi? Mümkün mü? Ne olabilir başka? Hiç! Yol daha öteye gidemez. Nasıl gidebilir? O halde benim hayatımın döngüsü tamamlandı mı? Hepsi... Hepsi bu kadar mı?"
Sayfa 576 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu