Kişi, hayatındaki en önemli kişinin kendisi, en önemli tanıklığın da kendi tanıklığı olduğunu fark edemezse hiçbir zaman hayatla ilişkisini doğru kuramaz.
Hüzün, kendi başına müthiş bir deryadır. Hüzünlenemeyen insan gelişmemiş bir insandır. Kendinden kopukluğunun, içindeki öze olan özlemin farkında değildir.
Bu ülkede içindeki çocuk utanca boğulmuş ve bunalmış o kadar insan var ki! Ben onlara “yetişkin çocuklar “ diyorum. İçi çocuk ama bedenen yetişkin… Bunlar kötü insanlar değiller ama her türlü kötülüğü de yapabilirler.
İç tanıklığa önem veren kültürde kişi önce kendi özüne, vicdanına hesap verir. Sınavda öğrencinin başına gözetmen dikmeye gerek yoktur. En önemli denetimci içindeki vicdandır.
Kimse bilmiyor ama sen kendin biliyorsun. Ve sen, kendin için dünyadaki en önemli insansın. Öyle olmalısın! Aksi hâlde yaşadığın hayat senin hayatın olamaz, -mış gibi bir hayat sürersin.