Reyhan

İslâm, diğer bütün dünya dinleri gibi, mensuplarına sadece bir "iman edilecekler listesi" sunmuyor. Bu inançların ve diğer ahlâkî ilkelerin bir yaşam biçimi haline gelmesini öngörüyor. İslâm medeniyeti ve kültürü dediğimiz şey de bu ilkelerin müslüman aktörler elinde zamana ve mekâna nüfuz etmiş, ete kemiğe bürünmüş halinden ibarettir.
Reklam
Kelimelerin Büyüsü
Bugün İslâm denince, insanların zihninde belli imgeler oluşuyor: Mekke, namaz kılan insanlar, intihar saldırıları, örtülü kadınlar vb. Batı dediğimizde de bir dizi imaj zihnimizde canlanıyor: Gelişmiş ve kalabalık şehirler, teknoloji, askerî müdahaleler, müzik klipleri, kiliseler, ailenin çöküşü vb. Bu olguların hepsi bir gerçeğe tekabül ediyor. Fakat insan, toplum ve tarih gibi karmaşık, sürekli değişen, dinamik, birbirine bağlı unsurları tek bir kelime altında toplamak mümkün mü? Kelimelerin soyut ve indirgemeci rahatlığına sığınmak, gerçeklikten uzaklaşma riski taşımıyor mu?
Peki bu hangi dünya da mümkün ?
Adil, katılımcı ve eşitlikçi bir dünya düzeninin anlamı, herkesin aynı şekilde düşünüp yaşaması değil, farklı görüşlerin bir arada varolma kararlılığını göstermesidir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bir arada yaşamanın asgari şartı, herkesin kendi kalarak ortak iyide uzlaşmasıdır.
İslamın ben ve öteki algısı
Dini değerlerle evrensel değerler arasında bütünleyicilik ilişkisi öngörülmekteydi. Bu ölçüye uyan her âdet, gelenek ve kültür formu insanlığın ortak mirası olarak kabul edildi.
Reklam
Avrupa’nın ben ve öteki algısı
Kendisini tarihin merkezinde gören , ahlaktan bilime her şeyin en iyisini ve doğrusunu kendisinin yaptığına inanan bir Avrupa ya da Amerika'nın Afrikalılar'a, Çinliler'e yahut Latin Amerikalılar'a evrim sürecinin alt basamaklarında kalmış, "medenîleştirilmeye" muhtaç, dolayısıyla sömürülmeyi hak eden ilkel toplumlar olarak bakması, şaşılacak bir durum değildir.
Çağdaş medya çalışmalarının da gösterdiği gibi imaj, gerçekliğin yerine geçer. İmajı kontrol eden, gerçekliği de kontrol etmeye başlar. Bu bakımdan İslâm ve Batı arasındaki ilişkilerin, çoğu zaman bir imajlar savaşı olduğunu unutmamak gerekiyor.
Kültürel ön yargıların, kategorik ret ve kabullerin tahayyül dünyamızı ve yaşam alanımızı alabildiğine daralttığı şu günlerde, kendimiz kalarak ötekine açılmayı öğrenmek zorundayız.
Reyhan

Reyhan

, bir kitabı okumaya başladı
İslam ve Batı
İslam ve Batıİbrahim Kalın
9.1/10 · 1.376 okunma
Reklam
Eğer bir kimse keşfin sadece kitaplarda yazılı delillere bağlı olduğunu zannederse Allah'ın geniş rahmetini daraltmış olur.
Yaşıyanlar üstünde, Ölüler altında toprağın; Havasız mavinin civarından Devameder bir sonsuz adım; Bir ardıarkası kesilmedik nefestir; Yürür bir uğultudur ağır ağır; Sürdüğünce bir mübarek yolun Ne yaşıyanlar sade yaşarlar, Ne ölüler sade ölüdür.
Herşey kendi dilince konuşur; Karanlık örtse de üstünü Gecede devameder renk Ağacın dalında, rüzgârda; Herşey kendi rengince konuşur.
1.573 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.