Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ayşe

Ayşe
@sadece_Ayse
Bu metin İngilizce dilinden otomatik olarak çevirilmiştir. Orjinali Göster
Susmak yalandan iyidir...
Sabitlenmiş gönderi
"Tohum olmanın kaderindeydi karanlık. Büyüyebilmek için gömülmek gerekiyordu."
Reklam
Tecrübe denen şey yaşananları sıfırla çarpmakmış.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Seni sevmeyen bi­rini sarhoşken arayamazsın. Seni sevmeyen birini gece yarısından sonra arayamazsın. Seni sevmeyen birini öğleden son­ra bile arayamazsın. Belki akşamüstü mesaj çekersin."
Felaketlerden zevk alan bir mizacın mı var?" diye sormuştum bir seferinde. "Gerçeklere tahammül edebilecek gücüm var," demişti.
Reklam
Kitapların da uluslar gibi kendi kaderlerini tayin etme hak­ları vardır. Bir kez yazarın ipinden kurtuldu mu alıp başını gider, nereye gideceği de bilinmez. Kafka'yı esas sinir eden şey belki de buydu. Kafesin biri kuş aramaya çıktıysa kitap aramaya niye çıkmasın?
bazen bir hikaye tutuşmuş iki eldir, kenetlenmiş on par­maktır. şimdi gizlice söyle bana, saklı düşler ne demektir? yağmur ne demektir, terk ne demektir? işte o zaman anlaya­cağız yeniden gitmek ne demektir.
hayatımızı değiştirecek insanlar sessiz sedasız geçtiler ya­nımızdan. onları görmedik, yoktu kara atları.
kederli günlerde bağlanmaya daha açık oluyor in­san. ama zaten her şey yolunda giderken kim sevebilir? bizi bir araya getiren sebepler ayıran sebeplerle aynı. ama şimdi bunlar biraz hüzünlü konular, özet geçelim.
kaç yaşında olduğunu an­lamak için kesilir mi bir ağaç? bir dalgıç nasıl siler gözyaş­larını?
Reklam
Sadece geceleri, yapayalnız ve yalına­yakken anlaşılabilecek şeyler var.
İçinde bencillik olmayan hiçbir mut­luluk da yoktur. Kimse kimseyi mutlu edemez. Mutluluk sa­dece gasp edilebilir bir şey. Hayatın boyunca mutlu olduğun anları toplasan, on beş yirmi dakikadan sonrası haksız ka­zanç gibi gelir.
Belki de insanlar topluma karışmak için de­ğil, topluma karşı iki kişilik bir savunma hattı kurmak için evleniyorlardır. Belki de çürümeyi paylaşmak için. Kim bi­lir?! Bir seferinde evlilik teklif etmiştim. Evet ya da hayır gi­bi rutin bir cevap bekliyordum, ama başka bir soruyla kar­şılaşmıştım: "Neden?" Beraber çürümek yalnız çürümekten iyidir. Bunun içindi. Bunu söyledikten sonra kabul ettirme­si zor tabii.
Bize bir şey öğretebilecek tek hoca var, utanç. Yirmi küsur yıl okuduk, yüzlerce hoca gördük. Hangileri aklımızda kaldı? Bizi en çok utandıranlar ... Bü­tün sınıfın önünde yüzün kızardığında aldığın dersi en sü­per okulları bitirdiğinde alamazsın. Sınıfın en tembeli bile olsan orada idrak edilmesi güç bir sırra vakıf oluyorsun çün­kü. Esaslı bir bok yediğinde, çürükler ortaya çıktığında yani, bütün toplumun sana karşı nasıl tek yumruk olduğunu ora­da öğreniyorsun.
Ortaokulda bir sınıf başkanımız vardı, sadece ön dişlerini fırçalardı. Arka taraftaki dişler nasılsa fazla gözükmüyor di­ye. O zamanlar garip geliyordu bu davranışı, ama neden öyle yaptığını şimdi anlıyorum. Çürümeyi kimsenin taktığı yok aslında, çürümekten zevk alıyoruz. Yeter ki o çürükler gö­rünür bir yerde olmasın.
anlatıla anlatıla yalama olmuş hatıralar var çok şükür. baş­ka hatıraların arasına karışıp bambaşka hatıralara dönüşmüş hatıralar... ve hiç yaşanmamış hatıralar var, bence en güzelle­ri.
4.545 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.