Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Recep

Recep
@recepbastan61
matematik öğretmeni/ psikoloji öğrencisi
272 okur puanı
Aralık 2020 tarihinde katıldı
Unutma; seni sevdiğim için ölebilirdim, seni sevdiğim için yaşayacağım. Biraz sonra mektuplarınla resimlerini tutuşturacak bir kibrit çöpü gibi çekiliyorum hayatından. Her şeyiyle onu sana bırakıyorum. Hayatın senin olsun, istersen hayatım da. Ama sen kendinin bile olamayacaksın artık... Ben yaşadıkça, adım söylendikçe... Seni bensizliğe ve kendimi sana mahkûm ediyorum
Sayfa 167
Reklam
Sahibini Arayan Son Mektup
Bugün bendeki resimlerini ve mektuplarını yakıyorum. Küllerini sana göndereceğim. İşte! Hepsi önümde duruyor. Şu resim çekilirken karşında ben vardım, hatırladın mı? Üzerini "seni daima seveceğim" diyerek imzalamışsın. Bu seni en çok anlatan resimdi biliyorum, bana en yakın oldu- ğun resimdi... Karşında ben vardım, gözlerin gözlerimdeydi... İçin benimle doluydu, bakışların gibi. Önce bu resmini yakacağım, bu en çok sen olan resmini. Sonra da diğerlerini yakacağım. Hepsi birer birer kıvrılıp kül olacak sonunda. Ya mektupların? Herbirini çok çok öptüğüm mektupların... Satır satır içimde çakılı duran mektupların. Onlar da yanacak. Senden madde olan hiçbir şey kalmasın istiyorum, bende.
Sayfa 165
Oysa, şimdi unutulan da benim, unutamayan da... Ancak, bir kurşun atımı uzaktasın benden, biliyorum ve ciğerlerime saplanmış bir kurşun gibisin hâlâ. Seni çıkarıp atmak da elimde değil, sana gelmek de... Gelebilsem ne değişecekti ki? Beni hatırlayacak mıydın? Hatırlasan da sevinecek miydin gelişimden? Gözlerinin içi gülecek miydi? Hiç konuşmadan, "Ben de seni özledim," diyebilecek miydi ellerin? Hayır, değil mi? Öyleyse hiç gelmeyeceğim sana. Böylesi daha iyi.
Sayfa 163

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Sevmek bir bakıma unutamamaya mahkûm olmaktır. Sevilmemişsek; bir de unutulmaya mahkûm oluşumuz var en hazini. İnsan, unutabildiği kadar güçlüyse; unutamadığı ölçüde yıkık ve ezik kalıyor.
Sayfa 163
Ne seni unutabiliyorum, ne senden kalanları. Başımın içinde bir kanser tümörü gibi büyüyor büyüyorsun. Seni unutamamanın verdiği acılara dayanamıyorum artık. Unutamamanın bu kadar kahredici, çıldırtıcı olduğunu bilmezdim. Her yerde, her zaman benimle birliktesin, işin kötüsü her şey seni hatırlatıyor.
Sayfa 162
Reklam
Sevgimi karşılıksız bırakman bana attığın son kurşun olacak. Açacağın büyük yaraya rağmen yıkılmayacağım, ölmeyeceğim anlıyor musun?
Sayfa 160
Senin içın "yalan söylüyor" dediler. Kimse farkında değil dudaklarında yalanın ne kadar güzelleştiğinden. Yalansız bir seni düşünmeye imkân var mı? Senden gelen, senin dudaklarından çıkan bütün yalanlara razıyım. "Seni seviyorum," dediğin zaman, yalan söylemiş olsan bile, bu sözü bütün gerçeklere değişmeye hazırım.
Sayfa 159
Senin için zalim dediler, demek zulmün de bu kadar güzel olurmuş, diye düşündüm. Oysa bütün zalimlere karşı kimle doluydu için. Ben hiçbir zulme baş eğmedim, zalimlenden yana olmadım. Seni en istediğim anda gelmemen, geldiğin zaman da bana acıların en büyüğünü tartırman belki zulümden başka bir şey değil.
Sayfa 158
Sen yalnızlığın bu türlüsünü bilmezsin işte. Ve asıl bilmediğin en büyük yalnızlık da senin verdiğin yalnızlıktan başka bir şey değil. Senin yokluğundan gelen o yalnızlık olmasa, öbür yalnızlıklar bana bu kadar koymazdı.
Sayfa 157
Çevremdeki bütün insanlar aslında büyük yalnızlığımın şahitleri bence. Ya da oynadığım yalnızlık dramının seyircileri.
Sayfa 157
Reklam
Birçok şölenlerde benim yerime adım oturur sandalyeye. Bütün ilgi adıma karşıdır. Adım sevilir, adım övülür, adım alkışlanır. Sen yalnızlığın bu türlüsünü bilmezsin.
Sayfa 157
söylemediğim sözleri, yapmadığım şeyleri uydurup yaymakta da bir eşi yoktur Bay Samimiyet'in. Ve daha niceleri Bay Canayakın, Bay Hüsnüniyet, Bayan Şiir Sevgisi, Bayan Hayranlık, hepsi hepsi benim dostlarımdır. Bir dediğimi iki etmezler görünüşe bakılırsa. Oysaki ben her zaman her yerde yalnızımdır.
Sayfa 157
Gittiğine inanmıyorum. Gel demeyeceğim.
Sayfa 155
Nerdesin? Meğer ne doldurulmaz bir derinlikmiş yokluğun. Kaderde bu sensizlik de varmış. Her insanın yüzünde sana benzeyen bir şey aramak da varmış. Sesini duymak varmış şarkılarda, bütün kitaplarda seni okumak varmış. Meğer ne dayanılmaz bir şeymiş yokluğun. Kâğıtlara seni yazmak varmış, renk renk düşünmek varmış seni, çiçek çiçek koklamak varmış. Artık hiç yazmasan da olur hiç gelmesen de... Meğer ne türlü bir ölümmüş yokluğun.
Sayfa 155
Kocaman, kalabalık bir şehirde yapayalnız kaldım işte.
Sayfa 154
1.764 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.