Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Saffet Beytullah Türkoğlu

Saffet Beytullah Türkoğlu
@multedam
Nazarick Hazine Muhafızlığı
KTO~TIP✓
Büyük Nazarick Kabristanlığı
2002
11 kütüphaneci puanı
1627 okur puanı
Ekim 2020 tarihinde katıldı
Yine bir hadîsinde: إِذَا مُدِحَ الْمُؤْمِنُ رَبَا الْإِيمَانُ فِي قَلْبِهِ» "Mü'min medhedildiği zaman, kalbindeki imânı artar." buyurmuştur.
Reklam
Lokman oğluna tavsiyelerinde: "Oğlum! Bir hata işlediğinde hemen akabinde sadaka ver." demiştir. Yahya bin Muâz: "Sadakadan başka ağırlıkta dünya dağlarına denk gelecek hiç bir "dane" düşünemem" demiştir.
Hazret-i Ömer (r.a.) duasında: اللَّهُمَّ اجْعَلِ الْفَضْلَ عِنْدَ خِيَارِنَا لَعَلَّهُمْ يَعُودُونَ بِهِ عَلَى ذَوِي الْحَاجَةِ مِنَّا» "Allâhım! Fazla serveti, hayırlı olanlarımıza ver. Umulur ki, onlar da bizden olan ihtiyaç sahiplerine yardım ederler." derdi.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İnsanları halk eden, onlara kuvvet ve kudreti veren, bizzat kendisi olduğu hâlde Allah Teâlâ dahî Kur'ân-ı Kerîm'in birçok yerlerinde amellerinden dolayı kullarını övmüştür. Misâli; bir âyet-i celîlede: نِعْمَ الْعَبْدُ إِنَّهُ أَوَّابٌ» "( Eyyub) O ne güzel kuldur! Hakikat o, dâima Allâh'a sığınır." (Sâd sûresi, 38/44 ) buyurmuştur.
Sahîh niyet ile ilim tahsili en büyük ibâdettir. İbn Mübarek, sadakalarını hâssaten âlimlerin fakirlerine tahsis ederdi. Kendisine niçin böyle yaptığı soruldukta: "-Ben Peygamberlikten sonra, ilimden daha üstün bir rütbe olduğunu zannetmiyorum. Alimlerden biri bir ihtiyaçla karşılaşınca, onun ile meşgul olur da okuyamaz. Onun ihtiyacını temin edip okumasını sağlamak daha makbûldür."
Reklam
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) hadîs-i şerifinde: أَحَبُّ الْأَعْمَالِ إِلَى اللَّهِ تَعَالَى أَدْوَمُهَا وَإِنْ قَلْ "Allah katında amellerin en sevimlisi, her ne kadar az olsa da devamlı sûrette işlenendir." buyurmuştur.
Perşembe gecesi: Ebû Hüreyre, Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'den rivâyet ediyor: مَنْ صَلَّى لَيْلَةَ الْخَمِيسِ مَا بَيْنَ الْمَغْرِبِ وَالْعِشَاءِ رَكْعَتَيْنِ يَقْرَأُ فِي كُلِّ رَكْعَةٍ فَائِحَةَ الْكِتَابِ وَأَيَةَ الْكُرْسِيِّ خَمْسَ مَرَّاتٍ وَقُلْ هُوَ اللَّهُ أَحَدٌ خَمْسَ مَرَّاتٍ وَالْمُعْوَذَتَيْنِ خَمْسَ مَرَّاتٍ فَإِذَا فَرَغَ مِنْ صَلَاتِهِ اسْتَغْفَرَ اللَّهَ تَعَالَى خَمْسَ عَشْرَةَ مَرَّةً وَجَعَلَ ثَوَابَهُ لِوَالِدَيْهِ فَقَدْ أَدْى حَقٌّ وَالِدَيْهِ عَلَيْهِ وَإِنْ كَانَ عَاقًّا لَهُمَا وَأَعْطَاهُ اللَّهُ تَعَالَى مَا يُعْطِي الصَّدِّيقِينَ وَالشُّهَدَاءَ "Perşembe gecesi akşam ile yatsı arası iki rekât namaz kılıp her rekâtında Fâtiha, Ayet-el Kürsi ve Muavvizeteyni beş kere okur ve namazdan sonra on kere istiğfar eder sevabını anne ve babasına bağışlarsa, onlara âsi olsa da haklarını ödemi, sıddîk ve şehîdler mertebesine yükselmiş olur." buyurdu.
Hazret-i Ömer radıyallahu anh'den rivayet olunmuş, Peygamber Efendimiz (s.a.v.): من على ليلة الثلاثام رفتين يقرأ في كل ركعة فاتحة الكتاب مرة وهذا التولة وقل هو الله أحد سبع مرات، أفق الله رقبة من النار ويقول له يَوْمَ القِيامَةِ قَائِدة وقليلة إلى "Salı gecesi her rekâtında bir Fâtiha ve yedişer kere Kadr süresini okumak süretiyle iki rekât namaz kılan kimseyi Allahu Teâlâ cehennemden azâd eder ve cennete girmesine öncülük eder." buyurmuştur.
5-Perşembe: İbn Abbas'dan, Peygamber Efendimiz (s.a.v.): من على يوم الخميسي بين الظهر والعطر ركعتين يقرأ في الأولى فاتحة الكتاب وآية الكرسي مائة مرة، وفي الثانية فاتحة الكتاب F_{3} هُوَ اللهُ أَحَدُ مِائَةَ مَرَّةٍ، وَيُضلي على محمد ساعة مرة، أعطاهُ الله ثَوَابَ مَنْ صَامَ رَجَبٌ وَشَعْبَانَ وَرَمَضَانَ، وَكَانَ لَهُ مِنَ الثَّوابِ مِثْلَ حَاجَ الْبَيْتِ، وَكَتَبَ لَهُ بِعَدَدِ كُلِّ مَنْ أَمَنَ بِاللَّهِ سُبْحَانَهُ وَتَوَكَّلْ عَلَيْهِ حَسَنَةٌ "Perşembe günü öğle ile ikindi arasında birinci rekâtta yüz Fâtiha, yüz Ayet-el Kürsi İkinci rekâtta yüz Fâtiha ve yüz İhlâs okuyarak iki rekât namaz kılan ve bundan sonra yüz salavat getirene Allâhu Teâlâ Recep,Şaban ve Ramazan ayı oruç tutanların sevâbını verir. Ayrıca bir hac sevabıyla Allah'a îmân edenlerin sayısınca sevâb alır." buyurmuştur.
3- İkindinin sünneti: Bu da ikindinin farzından evvel dört rekâttır. Ebû Hüreyre radıyallahu anh Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'den: مرحِمَ اللَّهُ عَبْدًا صَلَّى قَبْلَ الْعَصْرِ أَرْبَعًاء "Allah o kula rahmet etsin ki, ikindiden evvel dört rekât namaz kılmıştır." buyurduğunu rivayet etmiştir.
Reklam
2- Öğlenin sünneti: Bu da altı rekâttır. Dört rekâtı farzdan evvel, iki rekât da farzdan sonra kılınır. Her ne kadar son iki rekât daha kuvvetli ise de her ikisi de sünnet-i müekkededir. Ebû Hüreyre radıyallahu anh Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'den rivâyet ediyor. Peygamber Efendimiz (s.a.v.): مَنْ صَلَّى أَرْبَعَ رَكَعَاتٍ بَعْدَ زَوَالِ الشَّمْسِ يُحْسِنُ قِرَاءَتَهُنَّ وَرُكُوعَهُنَّ وَسُجُودَهُنَّ صَلَّى مَعَهُ سَبْعُونَ أَلْفَ مَلَكٍ يَسْتَغْفِرُونَ لَهُ حَتَّى اللَّيْلِ "Zevâlden sonra kırâat, rükû ve sücûduna riâyet ederek dört rekât namaz kılan kimse ile yetmiş bin melek de kılar ve geceye kadar onun için istiğfar ederler." buyurmuştur.
1 - Sabahın sünneti: Bu iki rekâttır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bir hadîsinde: رَكْعَتَا الْفَجْرِ خَيْرٌ مِنَ الدُّنْيَا وَمَا فِيهَا "Sabahın iki rekât sünneti, dünyadan ve dünyadaki bütün varlıklardan hayırlıdır."
Kıssacılığın bid'at olması hakkında
Kıssacıları dinlemektense namaz kılmak dafa efdaldir. Zîra (sahâbe) kıssacılığı bid'at sayar ve kıssacıları camilerden kovarlardı. Hatta Abdullah ibn Ömer radıyallahu anh sabahleyin mescide gitti. Kendi yerinde bir kıssacının anlatıp durduğunu gördü. Abdullah, "Kalk buradan." dedi ise de adam: "Kalkmam, ben senden evvel geldim oturdum." dedi. Bunun üzerine Abdullah, hâkime haber gönderdi ve hâkim adamı kaldırdı. Eğer kıssacılık sünnet olsaydı onu kaldırmak câiz olmazdı.
Hazret-i Ali ve Osmân radıyallahu anhümadan rivâyet olunduğuna göre diyorlar ki; "Ezan okunurken sükût edip dinleyene iki, yalnız sükût edene ise bir ecir vardır. Buna karşılık duyduğu halde konuşana iki, uzakta olduğu için duymayıp konuşana da bir günâh vardır."
19,6bin öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.