Kimi gün öylesine yalnızdım
Derdimi annemin fotoğrafına anlattım.
Annem
Ki beyaz bir kadındır.
Ölüsünü şiirle yıkadım.
Bir gölgeyi sevmek ne demektir bilmezsiniz siz bayım.
Öldüğü gece terliklerindeki izi okşadım.
Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca
Acının ortasında acısız olmayı,
Kalbim ucu kararmış bir tahta kaşık gibiydi bayım
Kendimin ucunu kenar mahallelere taşıdım.
Yürü, gölgen seni uğurlamakta,
Küçülüp küçülüp kaybol ırakta
Yolu tam dönerken arkana bak da,
Köşede bir lahza kalıver gitsin!
Ümidim yılların seline düştü,
Saçının en titrek teline düştü,
Kuru yaprak gibi eline düştü,
İstersen rüzgara salıver gitsin!
Bir küçük kızım var.
Güldü mü;
kurur birer birer gül bahçeleri kıskançlıktan.
Ağladı mı;
kahrolur en yetenekli midyeler
dökülüyor diye inciler göz pınarlarından.
Saçları tel tel örülmüş ipek kozalarından.
Yeşil bir söğüt dalı gibi taze,
Şafakta patlayacak bir tomurcuk kadar umutludur.
Bir dünya dolusu insanı sığdırmış
minicik yüreğine,
Sevgi güneşli bir deniz gibi
şavkır gözlerinde.
Ama bir küçük çelişkisi var benimle,
O bir an önce büyümek peşinde
Bense;
insanlar onun gözleriyle
baksınlar istiyorum birbirlerine.