❁Ramazan-ı Şerif ❁

Abartılı bir israf şovuna dönüşen iftar sofraları Rabbani niteliği olmayan sofralardır. Bir saat sonraki teravih namazını kılmakta zorlanacak hale getiren bir iftar sofrası Ramazana ait değildir.
Amin...
Ramazân-ı Şerîf sebeb-i fevz ü felâhımız olsun, necâtımıza sebep olsun. Cenâb-ı Hakk'ın rahmetine erenlerden olalım, süedâdan olalım! Cenâb-ı Hak cümlemizi iki cihanda da aziz ve bahtiyar eylesin, yüzümüzü güldürsün, sevindirsin.
Reklam
Ramazan ayını bitirebiliriz ama aşkını ve heyecanını bitirmemeliyiz
Sakın, Allah’ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! Allah, onları ancak gözlerin dehşetle bakakalacağı bir güne erteliyor.
Sâlihlerden bir zât anlattı: Allâhü Teâlâ’dan, kabir ehlinin makamlarını bana göstermesini niyâz ettim. Bir gece rüyamda kıyametin koptuğunu, ölülerin kabirlerden çıktığını gördüm. Onlardan kimi sündüs, kimi ipekler, kimi reyhanlar, kimi de tahtlar üzerinde uyuyorlar, kimi ağlıyor, kimi gülüyordu. “Yâ Rabbi! Dileseydin bu kullarının tamâmına müsâvî (eşit) ikrâmlarda bulunurdun.” dedim. Kabir ehlinden biri şöyle seslendi: “Ey fülân! Bu gördüklerin, amellerin karşılığı olan makamlardır. Sündüs üzerindekiler, güzel ahlâk sahipleridir. İpekler üzerindekiler, şehitlerdir. Reyhan üzerindekiler, oruç tutanlardır. Gülenler, tevbe ve inâbe edenler; ağlayanlar da günahkârlardır. -Taht üzerindeki yüksek mertebe sahipleri ise, sırf Allah rızâsı için birbirlerini sevenlerdir.”
Âmin.
“Sizinle kıyâmet günü buluşma yeri Havz-ı Kevser’in başı olsun.”
Reklam
Ey iman edenler! Tam ve kesin ( örnek olacak) bir tevbe ile Allah’a yönelin. Bu tövbeye “nasûh tövbesi” denilir ki bir daha asla günaha dönmemek ve bunu asla arzu etmemek üzere yapılan tövbedir. Hasan-ı Basrî şöyle der: “Tövbe, günaha kin tutmak ve her hatırına geldikçe istifra etmektir.”
Sayfa 560
Müslüman, Mus’ab İbn-i Umeyr gibi tatlı sözlü, nâzik olandır.
Mus’ab, ilk Müslüman olanlardandı. Nâzik bir zâttı. Temiz giyinir, gâyet tatlı ve güzel konuşurdu. Hulûl-ü muslihânede (tatlı bir üslupla girişte) bulunur, herkese hoş muâmele ederdi.
Yahûdîler, yenildikleri halde hâlâ düşmanlıklarını yapmak, yaymak ve sürdürmek istiyorlardı. O sırada, bir yahûdî kadın Peygamberimiz’e, kızartılmış bir koyunu hediye etti. Bu koyun, zehir sanatını her milletten daha iyi bilen yahûdîlerin, bütün hünerlerini kullanarak ölüm acılığına buladıkları, sûikast yemeği idi.
Müslümanların hepsi sulh ve sükûn içinde idiler. Ne temiz insanlar! İçki içeni yok, küfredeni yok, kötü söyleyeni yok! Birbirlerine karşı gâyet mütevâzi, kardeşçe, çok candan muâmele ve davranış içinde! Ne güzel ahlâkları var! Fahr-i Kâinât, aralarında bir güneş gibi parıldıyor, dolaşıyor!
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.