o

Oğuz Atay

200 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Korkuyu Beklerken
Bu kitap Oğuz Atay'ın birkaç öykü ve mektubunun birleşmesinden oluşan bir hikâye kitabı olarak nitelendirilebilir. Oğuz Atay okurken yapılan en büyük hata direkt olarak oldukça ağır olan "Tutunamayanlar" kitabından başlamaktır. Fakat bence bu kitap veya "Bir Bilim Adamının Romanı: Mustafa İnan" Atay'a başlangıç
Korkuyu Beklerken
Korkuyu BeklerkenOğuz Atay · İletişim Yayıncılık · 202226,7bin okunma
108 syf.
·
Puan vermedi
Ülkemiz bir oyun yeridir ve bu oyunlarında trajikomik bir şekilde aktarımı yapılmıştır , aklı başında mı demeli yoksa deli mi demeli ana karakter için siz karar verin lakin finalini bir oyunla yapan ama o kadar çok oyunlara kaptırmış olan birinin gerçekliğinide oyunlar yüzünden inanılmamıştır. Oysa oyunlarda olmasaydı , yaşadığımız hayata uzaktan bakmayı öğrenemezdik
Oğuz Atay
Oğuz Atay
Oyunlarla Yaşayanlar
Oyunlarla Yaşayanlar
Oyunlarla Yaşayanlar
Oyunlarla YaşayanlarOğuz Atay · İletişim Yayınları · 20209,2bin okunma
Reklam
202 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Ben buradayım sevgili okuyucum, sen neredesin acaba?
BEN BURADAYIM SEVGİLİ OKUYUCUM, SEN NEREDESİN ACABA? Diyerek bitiyor kitap ve kendisiyle, yazma süreciyle ilgili arayışının devam ettiğini bunun okuyucudaki yansımasını merak ederek soruyor bence. Oğuz Atay inşaat mühendisi kimliğinin etkisiyle de fazlaca (ama çok güzel) analizler yapıp kendi çıktılarını alan bir yazar. Kendi yazısını, hayata bakışını, yaşamını dahi sürekli analitik süreçlerden geçiren ve kafası gerçekten farklı çalışan çok özel bir yazar. Kitap hakkında yorum yapmak zor olduğu için genel özelliklerinden bahsediyorum ama kısaca okunmaya ve anlamaya çalışmaya değer .
Korkuyu Beklerken
Korkuyu BeklerkenOğuz Atay · İletişim Yayıncılık · 202226,7bin okunma
202 syf.
10/10 puan verdi
Yerinde saymak. Çoğumuzun oldukça aşina olduğu cümlelerdir bunlar eminim. Aynı ülke, hemen hemen aynı kafa yapıları, aynı yargılamalar, insanları kalıba sokma çabaları. Acınası durumlar. Kitabın her cümlesi ayrı özeldi. Fakat özet mahiyetinde bir alıntı paylaşacağım. (uyarmış olayım) Ben, çiçeklere bakmasını bilmediğim gibi, kendime bakmasını da bilmiyorum. Ben, yalnızlığı istemekle suçlanıp yalnızlığa mahkûm edildim. Bu karara bütün gücümle muhalefet ediyorum. Ben yalnızlığa dayanamıyorum, ben insanların arasında olmak istiyorum. İnsanların düşmanlara da ihtiyacı vardır. (Dostlarının değerini bilmek için.) İşte tek başıma yıkılmış durumdayım: Ne yemek pişirmesini, ne de okumasını becerebildim; ne İngilizceyi, ne de tabiatı sevmesini öğrenebildim. (Sabahları on beş dakikalık tabiatsevgi gösterisinden sonra, yarım saat de konuşma talimi yapmalıydım.) Yeni bilgiler öğrenmek bir yana, eski bildiklerimi unutmaya başladım. Düşüncelerimin doğruluğunu ölçmekten yoksun kaldım artık. Kimsenin gözünde, anlattıklarımın yansımasını göremiyorum, artık? Her şeyi unutuyorum, noktalamayı bile? Ünlem işaretinin nerede kullanılacağını bilmiyorum? Üstelik ne ıstırap çekmeyi ne de gerçekten korkuyu öğrenebildim (ya da öğrenemedim). Hangi sözü kullanacağımı bilmiyorum. Yalnızlığımın yalnız bana zararı dokundu. (İşte, bir cümlede iki kere 'yalnız' kelimesi kullandım.) Yenildiğimi kabul ediyorum?
Korkuyu Beklerken
Korkuyu BeklerkenOğuz Atay · İletişim Yayıncılık · 202226,7bin okunma
202 syf.
·
Puan vermedi
·
13 günde okudu
Tutunamayanlara gelsin...
Oğuz Atay
Oğuz Atay
ile tanışmanın zamanı geldiğine karar vererek yaptığım küçük çaplı bir araştırma sonucunda ilk olarak "Korkuyu Beklerken"adlı eseri ile başlamam gerektiği kanısına vardım. Anlayamamaktan, sıkılmaktan, ve yarım bırakmaktan korktum. Ama tüm ön yargılarımı bitiren bi giriş cümlesi okudum. Kendimi gördüm ve devam ettim. "Kalabalık bir toplum içindeydi. Başarısızdı." Okudukça dilini çok beğendiğimi, asla sıkılmadan merakla bi sonraki sayfayı çevirdiğimi, fark ettim. Kimisi yorumlarda, karakterlerin dış dünyadan soyutlanmasının insanın içini kararttığını söylese de ben, aksine her hikayenin kahramanında, kendimden bir yalnızlık gördüm. Zaman zaman içine düştüğüm, bunalımlı dönemlerimi hatırladım okudukça .Anlamlandırmaya çalıştım bu tek başına kalmışlık hallerini. Her bir karakteri, kendilerince ördükleri duvarlarından kurtarmanın yollarını düşündüm. Sonra, onlar o halleriyle, öğrenilmiş çaresizlikleriyle mutlulardı belki dedim. Hem zaten kim tam anlamıyla tutunmuş ki hayata? Herkes, yaşamının bir döneminde tutunamayan değil mi?
Korkuyu Beklerken
Korkuyu BeklerkenOğuz Atay · İletişim Yayıncılık · 202226,7bin okunma
479 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
26 günde okudu
Spoiler içerir
" Ben ölmek istiyorum sayın albayım, ölmek. Bir yandan da göz ucuyla ölümümün nasıl karşılanacağını seyretmek istiyorum. Tehlikeli oyunlar oynamak istiyor insan; bir yandan da kılına zarar gelsin istemiyor." Yine Oğuz Atay ve yine olaylardan ziyade karakterlerin ön planda olduğu muazzam bir eser. Yazar bu eserinde pek alışılmadık bir teknik kullanmış. Tiyatro ile roman tarzını birleştirmiş. Herkesin kafasında kurduğu yazıp çizdiği oyunları vardır. Hikmet'in de vardı, ama kimse anlamak istemedi bunları. Ama aslında herkesin başına gelen bir şeydi bu. Hepimizin yazılmış bir oyunu vardı ve hepimiz yaşayarak oynuyorduk bu oyunu. Ama bu oyunun bir tekrarı yoktu, öncesinde provası yoktu. Doğaçlama bir oyundu bu, bu yüzden tehlikeli bir oyun. Yazar kitabın sonundaki şu paragrafla çok güzel özetlemiş aslında eseri: "Hava kararıyordu. Köşeden bir genç kızla bir genç adam göründü kol kola. Delikanlı bir şeyler anlatıyordu, genç kız da başını sallıyordu. "Bana kalırsa filim biraz karışıktı." dedi genç adam. "Bazı yerini anlamadım." "Canım," dedi kız. "sonunda çocuk ölüyor işte." "Aptal," dedi delikanlı, "O kadarını biz de anladık." Her ne kadar anlamakta zorlandığım kısımları olsa da hiç sıkılmadan okudum eseri. Çoğu yerde Hikmet'in oyununda bir yer buldum kendime. İyi romanların okuyucusu olarak başladığım kitabı iyi romanların kahramanı olarak bitirdim kendimce. Bitirdikten sonra boşluğa düştüğüm bir eserdi mutlaka tekrar okuyacağım :)
Tehlikeli Oyunlar
Tehlikeli OyunlarOğuz Atay · İletişim Yayıncılık · 202231,3bin okunma
Reklam
724 syf.
8/10 puan verdi
Etrafımızda dönen modern hayatın gürültüsü arasında kayboluruz bazen. Bizi kendimizden uzaklaştırır, kendi içimizdeki sesi duyamaz hale getirir. Oğuz Atay'ın "Tutunamayanlar"ı, bu kayboluşun, bu sesleri susturan hayatın izdüşümlerini işler. Turgut'un kendisiyle ve çevresiyle olan savaşı, modern hayatın insanlar üzerindeki
Tutunamayanlar
TutunamayanlarOğuz Atay · İletişim Yayınları · 202062,1bin okunma
724 syf.
·
Puan vermedi
·
118 günde okudu
İçimde müthiş bir korku olsada tamamlamam gereken bir serüven bu şans dileyin ve Oğuz Atay’la baş başa kalayım. Bir okur inancına göre, Tutunamayanlar’ı bittirdikten sonra değişiyormuşuz, değişime atılan adımlar ve daha yüzlerce sayfa…
Tutunamayanlar
TutunamayanlarOğuz Atay · İletişim Yayınları · 202062,1bin okunma
479 syf.
·
Puan vermedi
·
87 günde okudu
İlk defa Oğuz Atay okuyorum ve insaların temkinli yaklaşmasını, kitabı yarıda bırakmasına anlam veremiyorum. Oğuz Atay, kişinin kendi kendisiyle içsel bir çatışmada oluşunu, ve bu savaşı yenmesini konu edinmiştir. Kitabı hem, hemen okuyup bitirme aşkıyla yanarken bir yandan da bitmemesi için uzata bildiğim kadar uzatım. Sevgi, Hikmet, Hüsamettin Tambay. İncelemeyi en sevdiğim “Tehlikeli Oyunlar” alıntısıyla sonlandıracağım. “Bu yaşantının da sonu kötü bitecek albayım. Bizim gibilerin hayatında güzellikler, kısa süren aydınlıklardır…”
Tehlikeli Oyunlar
Tehlikeli OyunlarOğuz Atay · İletişim Yayıncılık · 202231,3bin okunma
54 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.