Tesadüf seni önüme çıkarmasaydı, gene aynı şekilde, fakat her şeyden habersiz, yaşayıp gidecektim. Sen bana dünyada başka bir hayatın da mevcut olduğunu, benim bir de ruhum bulunduğunu öğrettin.
Kazuo Ishiguro'nun ilk romanı Uzak Tepeler...
Dağınık bir puzzle'a bakıp resmin tamamını detaylarıyla görmek gibi bir deneyimdi benim için.
Biraz spoiler içerecek yorumlarım mecburen ;)
Kitabın başından sonuna olanca ağır dram ve travmalar o kadar dingin bir atmosferde hikaye edilmiş ki okuyucunun ciğerini sökme çabasına girmeden
Dokunmadan isimli romanında. Eseri okuduktan sonra dimağımda bıraktığı hissiyatı mümkünü yok tarif edemezdim aklımda bu cümle olmasa. “Ne var ki insan ölürken en çok hayallere geç kalıyordu.” Ve bu geç kalmışlığın acısı başka hiçbir şeyle kıyaslanmıyordu.