Edebiyat
Savaş icat eden görmesin cennet!
Siz bu "satırlarda" okurken Yahudiler Almanlar tarafından soykırıma uğruyor.
Ve yine siz bu "satırları" okurken Yahudiler Müslümanları katlediyor. Ne acı değil mi tarihinde büyük acılar olan bir topluluğun tarihte emsali görülmemiş acılar yaşatması Filistin'e.
Ne der 
Yaşar Kemal bir kitabında: "Savaş icat eden görmesin
124 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Efsane ile başlayıp efsane ile biten roman. Genelde efsane ile başlayıp klasik sonlar olur burada nerde başladı ise orada bitiyor.
Aşk engel tanımaz mı? Gülbahar ile Ahmet’in aşkı önünde engeller yok olurken görünmeyen engel nasıl var olur! Yaşar Kemal’in ortak bilinçdışı tekniği ile yazdığı ya da bir halk ozanı gibi hitap ettiği bizlerin hayran olarak dinlediği bir hikaye. Efsanede şu an bizlerinde yaşadığı “Ne derler? Korkusu” ve “Korkuyor derler” (korkuyorken bile) hikayedeki aşk çemberi etrafında dönen korku ve öğretilmiş çaresizlik,doğa ile aşk ile iç içe bir renk gibi anlatılmış. Yaşar Kemal bir mavi anlattı aklımda yepyeni bir mavi oluştu. Yeni renkler keşfetmek isteyenlere keyifli okumalar diliyorum.
Aşk Yok Etmiyorsa Zaten Yoktur
Herkesin bir derdi vardır bazıları geçer, bazıları geçmez; bazıları anlatılır, bazıları anlatılmaz. Biraz yağmurun biraz da hüznün düştüğü gecelerde meselenin sevmek değil, güzel sevebilmek olduğunu anlamaktır mühim olan ve çekilen acılara verilmesi gereken tepkilerin adıdır eyvallah.
Son derece anlaşılır ve açık bir anlatıma sahip olan 
Eyvallah 1
128 syf.
9/10 puan verdi
"Umut mavide, insan sevgide, öykü dalında güzel" diyerek başlayan içinde 14 öykü barındıran, her bir öyküde hayata farklı bir pencereden baktıran çok güzel bir derleme öykü kitabı olmuş. Hayvan sevgisi, aşk, ihanet, nefret, şiddet, taciz, ölüm, iftira, delilik, ermişlik, sorumsuzluk,vurdumduymazlık, pişmanlık, kıskançlık, ötekileştirme, başarı, intikam, merhamet, muhtaçlık, vicdansızlık, iyilik, iyilik ve iyilik... bende uyandırdığı duygular oldu. Başka da duygu kaldı mı bilmiyorum :) Kitapla beni tanıştıran 
Kübra Öznur ÇELİK'e , bu güzel eserle bizleri buluşturan 
Ali Bektaş'a ve kitapta öyküleri olan tüm yazarlarımıza sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum
Harry Hole serisinin 10. kitabı
İskandinav polisiyesinin en iyi yazarı Nesbo çok katmanlı ve girift bir hikâye kurgulamayı başardığı gibi, ustaca gerilim yazmanın da hakkını vermiş bu kitapta 
Hayalet kitabı en heyecanlı yerde bitmişti hem bir önceki kitaptaki soru işaretleri gidermiş hem yeni bir katille devam etmiş.
Kitabın konusu kısaca şöyle; Polis memurları, daha önce görevlendirildikleri ama çözemedikleri vakaların olay mahallinde öldürülüyorlar.
Romanın üçte birinde kadar Harry Hole'den uzak bir akış varken asıl macera ve heyecan bundan sonra başlıyor.
Meslektaşım 
Eyüp Tosun'un 3 yıllık titiz çalışması sonucunda Anday'ın 1946 yılında ; müstear adıyla yayımladığı ilk tefrikadan 11, kendi adıyla yazdığı ilk tefrikadan 18 yıl önce yazılan 
Barem Kanunu ile tanışmanızı çok isterim.
Eyüp Tosun, Oktay Rıfat ve Melih Cevdet Anday'ın birlikte yazdıkları "Kıskançlar" oyunu üzerine araştırma yaparken 
Şevket Rado'ya Mektuplar adlı kitapta bir mektuba rastlar. Melih Cevdet şöyle der mektubunda:
" Ben İstanbul'dan döndükten sonra şu mahud Barem Kanunu'nu Ankara'da yeni çıkmaya başlayan Başkent adlı bir dergide tefrika ettim. Ama on beş yirmi tefrika sürdü, sonra şimdi burada anlatması çok uzun ihtilaflar yüzünden kesmeye mecbur oldum. Yalnız sana şunu söyleyeyim: Romanım çok istediğim gibi oldu. Zevkine, bilgisine güvendiğim bir iki dostumdan da çok teşvik gördüm."
Melih Cevdet Anday'ın bu kadar övgüyle bahsettiği bu eser hakkında hiçbir bilginin olmaması üzerine Eyüp Tosun adeta iğneyle kuyu kazarcasına Barem Kanunu kitabına ulaşır. Meraklıları için kitabın ön sözünde bu edebî keşfin ayrıntılı bir anlatımı mevcut.
Gelelim kitabın içeriğine: Yazarın adını zikretmediği bir ilde ve (...) Müdürlüğü'nde memurların başından geçen olaylar 3 bölümde anlatılır. Anday, olayları anlatırken memurların iş bilmezliğini, hiyerarşik düzendeki haksızlıkları, yolsuzlukları vs. üstü açık:) çok güzel eleştirir! Ben bu kısacık (64 syf) eseri çok sevdim. Sizlerde okuyun isterim! Ayrıca bu kitabı okumam için baskısını üzerimden eksik etmeyen sevgili Serdar'a teşekkürü borç bilirim:) Canım mentorum iyiki varsın...
Okur kalın, hoşça kalın...
Hiçliğin derin vurgusu ve düşünsel çıkarımlar
Entelektüel bilgiden yoksun bir satranç şampiyonu ve satranç konusunda tüm bilgisini Nazi kampında çaldığı bir kitaptan öğrenen Dr.B. arasında geçen çekişmeli rekabet konu ediliyor.
Hiçliğin derin vurgusu ve düşünsel çıkarımlar bir arada, kahramanların yer yer saplantılı ruh hallerinin yansıtılması muazzam keyifli.. Bazı satırlarda istemsiz gülebilirsiniz ben güldüm. Ders çıkartılacak bir solukta okunacak harika bir 
Stefan Zweig eseri, intihar etmeden önce yazdığı son eser olması da biraz iç burkucu.
