Tanrı Tanır Beni Günahlarımdan

Emre Işık
Yasını tutamayan rahvan atların yosun düşen alaca yollarında belki denizi hatırlarız. Tanıdık yüzler arayan göçmen kuşların aksayan gurbetine sızar. Seherde topal çobanların fesleğen kokulu türkülerini alırız içeri. Hele bir dön de sesinde kendi masalını yaratan çocuklar büyütürüz içimizde. En sahici renklerde halis mutlulukların tepesine ekmek kırar, dilimin dönmediği gani gani anlamlar bağışlarım düşlerine. Hele bir dön de hem dönsen ne güzel olur.
Tanrı Tanır Beni Günahlarımdan
Tanrı Tanır Beni Günahlarımdan
Emre Işık
Emre Işık
Melankolik sabah...
Sen en iyisi mi bana kocaman yalanlar söyle belki yeniden sevip tavaf ederim gözlerini belki de utanır sen gelirsin, kim bilir, belki de karşılaşırız bir romanın altı çizili cümlesinde....
Tanrı Tanır Beni Günahlarımdan
Tanrı Tanır Beni Günahlarımdan
Emre Işık
Emre Işık
Reklam
Tanrı Tanır Beni Günahlarımdan
Tanrı Tanır Beni Günahlarımdan
Sonbaharlar eskiyordu yatıya kalan bir balıkçı teknesine gece inerken Bense rahminde bir karanlığı bir yer yatağında yakasında kokunla saçlarına örüyorum.
Seni ayracı kurutulmuş güller olan kitapların kokusunda seveceğim. Hep bir günah gibi teni soğuk bir kadının mutsuzluğunda. Zira sen! Bir kadına dokunmaktan çok daha güzeldin. Bu yüzden elim eline değmedi. Ve hiç sevişmedik biz...
Tanrı Tanır Beni Günahlarımdan
Tanrı Tanır Beni Günahlarımdan
Emre Işık
Emre Işık
Utanarak söylüyorum bir gülüşün vardı, bittiği yeri içime mezar yapıyordum. Zira şiir gibi bir şeydi gözlerin. Yazmayı denedim sürgündeydi mısralar.
Emre Işık
Emre Işık
Tanrı Tanır Beni Günahlarımdan
Tanrı Tanır Beni Günahlarımdan
100 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.