Okuyanlar tarafından asla sevilmeyen ve benim çok sevdiğim bir kitaplayız bugün. Valla ne yalan söyleyeyim, herkes 25. Bölüm yüzünden kitabı bırakmışken ben 25. Bölüm için kitaba başladım. Verilen tepkileri de asla anlamıyorum. Koskoca insanlar, karşılıklı rıza dahilinde neden istedikleri gibi yaşamasınlar hayatlarını? Kaldı ki şu vakte kadar rıza dışı pek çok eylemin romantize edildiği pek çok kitap yayınlandı ve hiçbiri de bu kadar eleştirilmedi, hatta bir çoğunu da ayıla bayıla okudu herkes. O kitaplarda sorun yok da sırf geleneksek ilişki anlayışının dışında diye bu kitapta mı sorun? Seancığımın da dediği gibi, "şeytanlarınızla barışın..."
Ben kitabı çok sevdim. Yazım dilini de, karakterleri de, kurguyu da beğendim. Yer yer bağlamdan koptuğunu hissettiğim anlar vardı sadece, onun için bir puan kıracağım. Ama onun harici, kitabın en çok beğendiğim yanı, kimsenin kimseyi yargılamaması. Tüm karakterler birbirinin duygu, istek ve düşüncelerine inanılmaz saygı duyuyor. Bir çoğunuz Sean'dan nefret etmiş ama benim en sevdiğim karakter de oydu. Kendisi son derece şeffaf ve özgürleştirici biriydi bence. Kalbim Dom'dan ziyade Sean'dan yana maalesef...
Kitabın finali inanılmaz heyecanlı bir yerde bitiyor ve ikinci kitabı da gerrrrcekten çok merak ediyorum ama ana karakterin kalbi Fransız'a kayacağı için okumak da istemiyorum bir yandan. Sevgili yazarlar, zırt pırt aşık olduğu adam değişen kadın karakter yazmayı bıraksanız keşke. Ben ilk başta kimi seviyorsa onu sevmeye devam ediyorum kafamda, yeni yeni adamlari sevemiyorum olmuyor, ihanet ediyormuşum gibi geliyor, yapmayın nolursunuz yaa...
9/10