Kayıp ilanını gördüğüm zaman artık çok geç olduğunu anladım. O şiş yüzü ismi olmadan da tanırdım, o kısık gözleri ve o tuhaf gülümsemeyi; hiçbir şeyin yolunda gitmediği apaçıkken, ‘Her şey yolunda’ demeye çalışan o yorgun yüzü, bana düşmanca değilse de umutsuz gözlerle bakan, ulaşılmaz bir yere çekilmiş o yüzü; ‘Hiçbir şey yapamayacaksın’ diyen bakışı. Gerçekten de hiçbir şey yapamadığımı o gün anladım. Fotoğrafta iri ilmekli, beyaz bir hırka giymişti, boynundaki fular bluzunun üzerine sarkıyordu, uygunsuz bir kıyafet, sekiz yaşında bir çocuk kıyafeti değil, bir erişkinin kıyafeti; ama hepsinden öte, o tuhaf duruşu; kollarını kendine farklı bir hava vermeye çalışır gibi garip bir biçimde kavuşturmuştu. Fotoğraf bana, her tarafı acıdığı halde iyiymiş gibi görünmeye çalışan o dokunaklı halini hatırlatıyordu, acısı sakar hareketlerinden, gergin kollarından ve bacaklarından belli olduğu halde; içinde bir şeylerin paramparça olduğu hemen fark ediliyordu.” Fransa’da yaşanan gerçek bir olaydan yola çıkılarak kaleme alınan roman, aile kurumuna sorgusuz sualsiz kutsallık atfedilmesinin yıkıcı sonuçlarını yalın ve sarsıcı bir anlatımla gözler önüne seriyor.
Yazar:
Alexandre Seurat
Alexandre Seurat
Çevirmen:
Nesrin Tura Demiryontan
Nesrin Tura Demiryontan
Tahmini Okuma Süresi: 3 sa. 24 dk.Sayfa Sayısı: 120Basım Tarihi: 2023Yayınevi: Metis Yayınları
ISBN: 9786053162803Ülke: TürkiyeDil: Türkçe

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
120 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
10 saatte okudu
Her aile kutsal değildir, bazıları yok edilmelik!
110 sayfalık bu kitabı okurken her satırda Diana’nın yavaş yavaş ellerinizden kayıp gittiğini hissedeceksiniz. Gerçek bir hikayeden alınan bu minicik kitap boğazınızı düğümleyecek. Her sayfada göremediğimiz ya da gördüğümüz halde yetemediğimiz için elimizden kayıp giden çocukların içindeki korku, sıkıntı, mutsuzluk bir girdap gibi sizi içine çekecek. Kitap bittiğinde içinizde kocaman bir boşluk ve çaresizlik kalacak. Kim bilir kaç çocuğa yetememiş, el uzatamamış olmanın acısı saracak ruhunuzu. Halbuki biraz daha uzun bakabilsek “içlerinde bir yerlerin paramparça olduğuna” şahit olacaktık. Diana ile her ailenin kutsal olmadığını, her çocuğun mutlu olamadığını bir kez daha fark etmiş olmanın ağırlığı ezecek yüreğinizi. “Beni ağlama hakkından yoksun bıraktılar!” cümlesini okurken ağlama hakkından yoksun bırakılan her çocuk için binlerce gözyaşı dökmek isteyeceksiniz. Dünya acı ile doğan, acı ile yoğrulan, acı ile var olan çocuklarla dolu. Ve sanırım en zor kısmı da tüm bu acıların bir çocuğun sığınağı olması gereken “evlerinde” yaşanıyor olması.
Sakar
SakarAlexandre Seurat · Metis Yayınları · 2023566 okunma
Reklam
120 syf.
9/10 puan verdi
·
3 saatte okudu
Bu kadar kısa bir kitapta bu kadar ağır bir hissi bırakması kitap bitince bile bir anne babanın bir çocuğa nasıl bu kadar davranabilecegi insanın aklı almıyor. Diananın o kadar güçlü durup hayata karşı sadece gülüp çok sakarım ondan oluyor hersey deyip insanların gözlerinin içine baka baka söyleyebiliyor olması çok acı. Kitap kısa bir sürede bitiyor ama içinizde bıraktığı acı bitmiyor. Kitapta açıklanmayan kısımlar da var 4 çocuktan neden sadece Diana bebekliginden itibaren buna maruz kalıyor abisi neden herseye tamam deyip susabiliyor keşke bunları da yazmış olsaydı.
Sakar
SakarAlexandre Seurat · Metis Yayınları · 2023566 okunma
120 syf.
10/10 puan verdi
·
7 saatte okudu
Sakar
Neden üst üste sarsıcı romanlar okuyorum, hiç anlamıyorum. En sonunda kendi kendimin psikolojisini bozacağım. Daha önce adını hiç duymadığım, hiç bir yerde denk gelmediğim bu eseri tavsiye üzerine okumaya başladım.
Kübra Öznur ÇELİK
Kübra Öznur ÇELİK
kendisi bu eser ile tanışmamda çok güzel bir vesile oldu ve bana bu kitabı önerdi. İyi ki önerdi de, okudum dediğim bir
Sakar
SakarAlexandre Seurat · Metis Yayınları · 2023566 okunma
Reklam
Reklam
100 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.