Evde süregiden iftar hazırlıklarına, donatılacak sofrayı süsleyecek yemeklere, tatlılara bakıyorum: Hepsi dünden ısmarlanmış. Anne mutfakta büyük bir telaş içinde, özenle, mutfaktaki cehennemî sıcağa aldırmadan, kocaman bir tebessümle çocukların siparişlerini hazırlıyor; akşamın efendisi yine onlar olacak! Sadece akşamın mı, sahurun da hatta yenilip içilmeyen gündüzlerinde Peki, bizim tercihlerimizin, siparişlerimizin bir anlamı yok mu? Biz kim miyiz? Tabii ki babalar. Eşim sipariş veriyor; yağ, şeker, kuru üzüm, ceviz, pirinç, yumurta alınacak, erken vakitlerde eve ulaştırılacak. Büyük bir özenle istenilenleri alıyor ve eve ulaştırıyorum. Babalık burada sona eriyor. Sonra bütün ruhaniyeti ve ulûhiyyetiyle annelik başlıyor