Hıhıcık, Pekicik ve Dahacık
Bu üç kitapta da aileleri tarafından yanlış yetiştirilen, yanlışlığın zirvelerini zorlayan ailelerden bahsediyor Şermin Yaşar. Çoğu ebeveynin zaman zaman yaptığı ufak tefek hataları mübalağa ile gözümüze gözümüze sokuyor ki, çocukların gözünden nasıl gözükebileceğimizi görelim. En son söyleneceği en başta söyleyeyim; bence bu kitaplar çocuklar için değil, yetişkinler için yazılmış.
Pekicik tam bir “ideal çocuk”. Otur kalk, ye yeme, uyu uyan hatta sev sevme… Ne emir verirsen ver, sorgulamadan yapıyor. Mutlu musun diye sormaya gerek bile yok çünkü mutsuz kelimesinden haberi bile yok. Hiç ağlamıyor, hiçbir şeye itiraz etmiyor. Oyun bile oynamıyor. Yazar mübalağa ile ebeveynlerin düşlerindeki ideal çocuğu göstermiş hikayede ama çocuk için çıkarılabilecek herhangi bir mesaj vermemiş bana kalırsa. “Dilediğini yapmakta özgürsün” diyor anlatıcı Hıhıcık’a ve o artık dilediğini yapan bir çocuk oluyor. Eee? Çocuk bu hikayeden istediğini yapabileceğini mi anlamalı gerçekten de? Bilmiyorum. Sanırım yazar çocuklara iyi polisi oynuyor. Ama yetişkinler için güzel bir mübalağa olmuş. “Gerçekten de istediğim, ağlamayan, yaramazlık yapmayan, sorgulamayan ‘saksı’ gibi bir çocuk mu?” sorusunu sordurabilir okura. Keyifli okumalar.