Bir arkadaşımın önerisiyle okuduğum, ve asla unutamadığım kitap. Çünkü karakterler o kadar gerçek, o kadar bizden ki. Tanıyorum hepsini.
Ne söylesem, nereden başlasam az gelir. O yüzden kitabın içeriği, konusu hakkında çok fazla bir şey söylemeden bana hissettirdiklerinden bahsetmek istiyorum.
Bu kitap toplumdaki bütün pisliklerini, değinilmeyen, kaçınılan konuları gün yüzüne çıkarıyor sanki. Konu olarak çevremizde çoğunlukla şahit olduğumuz, arkadaşlık ilişkileri, aile içi istismar, şiddet, kötülükler, ölüm her şey işlenmiş. Tüm gerçekliğiyle. O kadar çok işliyor ki insanın içine bir pişmanlık duygusu hissediyorsunuz. Ben kaçına göz yumdum, kimlerin yardımını duymadım, yetişemedim diye.
Hikaye öyle güzel kurgulanmış, öyle gerçekçi kurgulanmış ki gerçek bir hikaye deseler şaşırmam. Yazarla da bu kitapla tanıştım. Akıcı dili, değindiği konular o kadar hoşuma gitti ki. Çok sevdim.
Kitabın sonunda ağladığımı fark ettim. Sonra sevindim. Gülümsedim. Daha sonra pişman oldum, üzüldüm. Yardımına yetişemediklerime, bu zamana kadar farkında olamadıklarıma...