Nietzsche ile tanışıklığım ortaokul çağlarında (ismini dahi telaffuz edemiyorken), felsefeye merakımın başlayışı Lise 1. sınıf ve ilk Nietzsche okumam Lise sondu. Herhalde çoğu insanın ilk hayatı, varlığını ciddi ciddi sorgulamaya başladığı zamanlardır. Böyle Buyurdu Zerdüşt kitabını ve Irvin D.Yalom'un Nietzsche Ağladığında kitaplarını arka arkaya okumuş, çok etkilenmiştim. Aradan geçen çok uzun zamanın ardından "Kaderini Sev, Çünkü Aslında Hayatın Bu" kitabını okuyup şöyle bir geçmişe baktığımda ilk düşündüğüm şey Böyle Buyurdu Zerdüşt kitabını şimdi tekrar okusam, 'o gün okuduklarıma dair ne hatırlarım ya da bugün baktığım pencereden nasıl bir etkileşim olur içimde' diye düşünmek oldu. Destek Yayınları'nın felsefe serisini beğeniyorum. Bu da gayet başarılı olmuş. Taner Şanlıoğlu'nun yorum ve derlemeleriyle de hiç kopukluk olmadan keyifli, düşündürücü, derinlere daldıran bir okumaya olanak sağlıyor. Kitaptan çok fazla alıntı yaptım ve bir o kadarını da yapmadım. Aslında kitap baştan sona altını çizmeye, tartışmaya ve düşünmeye sevk ediyor. Nietzsche'nin sevmemizi istediği kaderi sevemezsek hayatı sevebilir miyiz? Her şeyi kabullenmek midir kader?
İyi kitaplar okumanız dileğiyle...