Zihinsel, Duygusal, Fiziksel ve Finansal Kaderinizi Bir Anda Ele Almanın Yolu

İçindeki Devi Uyandır

Anthony Robbins

İçindeki Devi Uyandır Gönderileri

İçindeki Devi Uyandır kitaplarını, İçindeki Devi Uyandır sözleri ve alıntılarını, İçindeki Devi Uyandır yazarlarını, İçindeki Devi Uyandır yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Metaforlar
Metaforlar her şeye verdiğiniz anlamı değiştirebilir, neyi acıya, neyi zevke bağladığınızı değiştirebilir, hayatınızı etkinleştirir, dilinizi değiştirir. Onları dikkatli seçin, akıllıca se- çin, sizin de, sevdiklerinizin de hayat tecrübesini derinleştirecek ve zenginleştirecek biçimde seçin. Bir metafor dedektifi olun. Birinin sınırlayıcı bir metafor kullandığını duyduğunuz anda, paterni kırın, ona bir yeni metafor sunun. Bunu başkalarına da, kendinize de yapın.
Sayfa 307 - Anthony RobbinsKitabı okuyor
Metaforların Etkisi
Benimsediğiniz her metafor, size bir dizi kuralı, fikri ve önyargılı kavramları da birlikte getirir. O halde eğer hayatın bir savaş olduğuna inanırsanız, hayata bakışınız ne türlü renklenir? Belki diyebilirsiniz ki, "Çok zordur ve ölümle sonuçlanır." Ya da diyebilirsiniz ki, "Ben bir yanda, herkes bir yanda demektir." Ya da diyebilirsiniz ki, "Eğer hayat bir savaşsa, belki de yaralanırım." Bütün bunlar, insanlarla, olanaklarla, işle, çabayla ve hayatın kendisiyle ilgili bilinç dışı inançlarınıza süzülüp onları etkilemektedir. Metafor, sizin nasıl düşüneceğinizle, nasıl hissedeceğinizle, neler yapacağınızla ilgili kararlarınızı etkileyecektir. Eylemlerinizi biçimlendirecek, dolayısiyle kaderinizi de biçimlendirecektir.
Sayfa 291 - Anthony RobbinsKitabı okuyor
Reklam
Metaforların Gücü
Biri bana dünyayı omuzlarında taşıdığını söylerse "Dünyayı omzundan indir ve ilerle" derim. Yüzüme garip garip bakar, ama söylediğim şeyi anlayabilmek için odağını değiştirir, duyguları da bir anda değişir. Ya da biri bana ilerleyemiyorum derse, durmadan duvara çarpıyorum derse, çarpmayı kes, duvara delik aç, ya da üstüne tırman, ya da altından tünel kaz, ya da yürüyüp kapıyı aç, oradan geç derim. Bu kulağa çok basit geliyor ama, insanların buna ne kadar hızlı tepki gösterdiğine şaşarsınız. Bir şeyi kafanızda farkı temsil ettiğiniz anda, duygularınız da değişir. Biri bana, "İpimin ucuna vardım," derse, "İpi bırak, buraya gel," derim. İnsanlar genellikle kendilerini bir duruma "çakılmış" hissettiklerini söylerler. İnsan hiçbir zaman "çakılı değildir! Belki biraz çaresiz hissetmektedir, belki cevapları çok net görememektedir, ama çakılmış değildir. Ama durumu kendi zihninizde "çakılma" olarak temsil ettiğiniz anda öyle hissetmeye başlarsınız. Hangi metaforları kullandığımıza çok dikkat etmemiz gerekmektedir.
Sayfa 290 - Anthony RobbinsKitabı okuyor
Paternlerin Gücü
Bu konuda kuşku duyuyorsanız, Değişim Sözlükçesini kendi üzerinizde denemenizi öneririm. Neler olduğunu göreceksiniz. Genellikle seminerlerde insanlar, "Bu kişinin bana yaptığına öyle kızgınım ki!" gibi şeyler söylerler. Onlara "Kızgın mısınız, yoksa kırıldınız mı?" diye sorarım. Sırf bunu sormak bile, durumu yeniden değerlendirmelerine yol açar. Yeni bir kelime seçip, "Herhalde kırıldım," dediklerinde, yoğunluk azalmasını fizyolojilerinden bile görebilirsiniz. İncinme duygusuyla başa çıkmak onlara öfkeyle başa çıkmaktan çok daha kolay gelmektedir. Aynı şekilde, hiç aklınıza gelmeyen alanlarda da duygu yoğunluğunu azaltmaya çalışabilirsiniz. Örneğin, "Açlıktan ölüyorum," demek yerine, "Kendimi biraz aç hissediyorum," deseniz ne olur? Bunu demekle siz de benim gibi göreceksiniz ki iştahınız birkaç dakika içinde azalacaktır. Bazen insanlar kendilerini duygusal bir telaş durumuna sokma paternini alışkanlık haline getirdikleri için gereğinden fazla yerler. Bunun birazı da sürekli olarak kullandıkları kelimelerden gelir.
Sayfa 282 - Anthony RobbinsKitabı okuyor
Kelimelerin Kullanımı
Yıllar önce işimde bir şeyin "fosladığını" düşündüğüm zaman ilgili kişiyi arar, "Şu konuya çok canım sıkıldı, ya da "bundan adamakıllı korkuyorum" derdim.Bu nasıl etki yapardı , biliyor musunuz? Benim dil paternim, karşıdaki kişiyi hemen tepkiye iterdi. Benim niyetim bu olmasa da iterdi. Genellikle savunmaya geçerlerdi.O zaman çıkan zorluğun çözümünü ikimiz de bulamazdık. Sonradan öğrendim ki yapılacak şey (duyguyu çok yoğunhissetsem bile), "Ben bir konuda biraz kaygılıyım. Acaba yardım edebilir misin?" diye sormak. Bir kere, böyle yapmak benim kendi duygusal yoğunluğumun düzeyini indiriyor. Hem bana yararı oluyor, hem de karşımdaki insana. Neden mi? Çünkü "kaygı" sözü, korkmaktan da, kızmaktan da çok daha farklı. Öteki sözleri seçince, o kişinin yeteneklerine pek güvenmiyormuşsunuz gibi oluyor. İkincisi, "biraz" sözünü elemek mesajı önemli ölçüde yumuşatıyor. Yoğunluk azalınca da, karşıdaki kişi güçlü bir durumdayken cevap verebiliyor, benim o kişiyle iletişim düzeyim de iyileşiyor.
Sayfa 278 - Anthony RobbinsKitabı okuyor
Düşünce Paterni
Birinci Adım: Hayatınızda çok daha fazla zevk ve çok da ha az acı olmasını sağlamaya karar verin. Buna ulaşmanızı engellemiş olan şeylerden birinin , olumsuz duyguları yoğunlaştıran kelimeler olduğunu anlayın. İkinci adım: Bu üç yeni kelimeyi kullanmak için kendinize kaldıraç bulun. Bunu yapmanın bir yolu, iyi hissetmek dururken kendinizi mutsuz etmenin ne kadar gülünç bir davranış olduğunu düşünmektir! Belki kaldıraç bulmanın daha da güçlü bir yolu, benim yaptığımı yapmak olabilir. Üç dostunuzla, değiştirmek istediğiniz kelimeleri konuşun. Örneğin ben sık sık kendimi "çaresiz" hissederdim. Onun yerine "hayranlık" duymaya karar verdim. Sık sık, "Şunu yapmaya mecburum," diyordum, bu da bana stres yüklüyordu. Kendime ne kadar şanslı olduğumu hatırlatmak için, "Bunu yapma fırsatım var," demeye başladım. Çünkü aslında hiçbir şeyi yapmaya mecbur değiliz! "Öfkeli" yerine de, "bozuk", "rahatsız" ya da "bi raz kaygılı gibi şeyleri koydum.
Sayfa 276 - Anthony RobbinsKitabı okuyor
Reklam
Kelime Haznesinin Önemi
"Kelimeler , tecrübelerimizi dizdiğimiz ipliktir." - Aldous Huxley Yıllar önce, bir cezaevinde yapılmış araştırmayı okumuştum. Tutuklular acı hissettiğinde, bunu ifade biçimleri pek azdı ve çoğu da fiziksel hareket biçimindeydi. Sınırlı kelime hazneleri, duygu dağılımını da sınırlıyor, ufacık rahatsızlıkları bile büyük öfkelere şiddete yöneltiyordu. William F. Buckley gibi dile hakim birinin, duygularını ne geniş bir yelpaze içinde anlatabildiğini düşünürseniz, ne çelişki! Eğer hayatımızı değiştirip kaderimizi biçimlendirmek istiyorsak, kullanacağımız kelimeleri bilinçli olarak seçmeli, bu seçeneklerimizi genişletmek için de sürekli uğraş vermeliyiz.
Sayfa 265 - Anthony RobbinsKitabı okuyor
Problem Çözen Sorular
İşte size, karşıma çıkan her soru için kullandığım beş soruluk bir liste veriyorum. Bunların hayatımın kalitesini kökten değiştirdiğini söyleyebilirim. Eğer siz de kullanmak isterseniz, bu sorular aynı şeyi sizin için de yapacaktır. PROBLEM ÇÖZEN SORULAR 1. Bu problemin harika yanı nedir? 2. Neler henüz mükemmel değil? 3. Bunu istediğim hale getirmek için neler yapmaya istekliyim? 4. Bunu istediğim hale getirmek için neleri artık yap- mamaya istekliyim? 5. Bunu istediğim hale getirmek için gerekenleri yaparken bu süreci nasıl zevkli kılabilirim?
Sayfa 246 - Anthony RobbinsKitabı okuyor
Soru
Kızgınsanız, kendinize sorabileceğiniz en iyi sorulardan biri, "Bu sorundan ne öğrenebilirim ki bir daha hiç olmasın?" sorusudur. İşte bu soru, kaliteli soruya örnektir. Sizi şimdiki zorluktan kurtarıp, gelecekte bu acıyı yaşamamanız için gerekli olan kaynaklara götürecektir. Bu soruyu soruncaya kadar, sorunun aslında bir fırsat olması ihtimalini kapsam dışı bırakmış sayılırsınız.
Sayfa 241 - Anthony RobbinsKitabı okuyor
Sorular Sormak
"Önemli olan, sorular sormaktan vazgeçmemektir. Merak, kendi var oluş nedenine sahiptir. İnsan sonsuzluğu, hayatı, gerçeğin o harikulâde yapısını düşündükçe dehşet içinde kalmadan edemez. Her gün bu büyük esrarın bir zerresini anlamaya çalışmak da yeter. Kutsal merakı asla kaybetmemek gerekir." - ALBERT EINSTEIN
Sayfa 235 - Anthony RobbinsKitabı okuyor
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.