"... aşk bencildir. Yalnızca tek ruhu kabul eder."
Selaaam,
@durumavii kaleminden okuduğum serinin üçüncü kitabıyla geldim. Okurken kalbimi buruşturulup atılan bir kağıt parçasına çevirmiş de olsa, yine bayılarak okudum. Başları oldukça eğlenceli ilerlerken yüzümde beliren her tebessüme sonradan bir bir hüzün ekti okuduğum satırlar.
Kurguyu sevdiğim için görmezden gelmeye çalıştığım yazım hataları için buradan yayınevi editörüne sesleniyorum. İlk iki kitap da hiç denilecek kadar azken bu kitap neden düzeltilmedi acaba?
Serinin ilk kitabında Hare, Araf'a sıkışan canlı bir bedenken orada ne yaşadığı bilinmez acılara kapı açılmıştı. İkinci kitapta ise artık canlı olmayacak derece cılız atan bir kalp ve sıkışan bir ruh vardı. Hare yalnızda değildi üstelik Hakan ve Yasemin de artık Araf'dalardı. Andelko ile çıkan savaş ve her türlü aşkın kazandığı mücadelenin ardından Ateş ve Hare tutkuyla mühürlenmişti. Serinin üçüncü kitabından şuan bahsederken içim sıkıldı. Sonu beni fazlaca üzdü. Kitabın başlarını kahkaha atarak okudum ama seriye adını veren Cehennem Ateşi gerçekten isminin hakkını sonuyla verdi. Gelişen olayları hatta kitabın son sayfasını içime sindirdikten kısa bir süre sonra seriyi sonlandıran 'Son Alacakaranlık' kitabını okuyacağım. Sonunun mutlu biteceğini ümit ederek tabii.