Yarınlar ne kadar karanlıksa, yarından ötesi o kadar aydinlikti.
Amin Maalouf'tan okuduğum ilk kitabında; Paris sokaklarında hiç tanımadığı birine yaşadıklarını anlatan İsyan Kitapdar'ın hayat öyküsünü konu alıyor. Babaannesi Osmanlı Sultanının güzeller güzeli kızı İffet, Genç, tahtan indirilen babasının ölümüne dayanamayıp ruhsal bunalıma girer. Durumun daha kötüye gitmesini engellemek için şifacısı bütün sorumluluğu üstüne alarak Adana'ya götürüp evlenir. Çoğu kişinin hoşuna gitmeyen bu evlilik hayatlarını etkileyecek boyuta gelir. Vebali muamelesi görmeye başlarlar. Bu evlilik artık onun için ve gelecekti kuşakları için bambaşka bir hayata kapı açar. Dönemin zorlu şartlarınına değinen eserde baş kahramanımız İsyan Kitapdar babası tarafından isyancı, devrimci olması beklenirken, kendisi doktor olma isteği onu ele geçirir. İsyan'ın hayatı Paris ile Ortadoğu arasında mekik dokur. Acılar, kayıplar bir türlü peşini bırakmaz. Savaş, açlık, dönemin şartları onu zorlar. İsyan ne kadar plan yapsa da hayat onun önüne bambaşka bir yaşam sunar.... Yazar kitapta savaşın insanoğluna verdiği zararları çok iyi gözler önüne seriyor. Anlatım tarzıyla, betimlemeleriyle, masalsı tarzı ile kitap daha akıcı bir hale gelmiş.