Uygarlıklarımız Tükendiğinde

Çivisi Çıkmış Dünya

Amin Maalouf

Çivisi Çıkmış Dünya Gönderileri

Çivisi Çıkmış Dünya kitaplarını, Çivisi Çıkmış Dünya sözleri ve alıntılarını, Çivisi Çıkmış Dünya yazarlarını, Çivisi Çıkmış Dünya yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hiç kuşku yok ki, dünyanın dokusunda, insanlar arasındaki ilişkilerin bozulmasına, demokrasinin anlamının zayıflamasına ve ilerleme yolunun puslanmasına yol açan köklü bir değişim oldu.
Ben günlerce kendimi unutabilirim o gazetelerin içinde. Hiç bıkmadan, hayranlıkla ve içimde sürekli bir düşü gerçekleştirmenin verdiği duyguyla.
Reklam
Çocuk kendisini evlat edinen bir anne ile üvey anne arasındaki farkı bilir. Halklar da kurtarıcılar ile işgalciler arasındaki farkı bilir.
Sayfa 47
Siyaset üzerine haklı bir söylem
Amin Maalouf kitabında Amerika Dış İşleri Başkanı Colin Powell’ın ABD başkanı Bush’a bir örnek üzerinden siyasi bir kazanımdan söz ediyordu “You break it, you own it: eskiden bazı dükkanların benimsediği bu kurala göre, müşteri dükkandaki bir nesneyi kırarsa kırdığı ürünün parasını sanki onu satın alıyormuş gibi ödemek zorundadır. Kırarsanız sizin olur.” Powell aslında Başkan Bush’a işgal ettiğiniz, sömürge haline getirdiğiniz tüm insanlar sizin olacak. Onların bütün umutları, bütün istek ve arzuları ve bütün sorunları sizin olacak mesajı veriyordu. Tıpkı şimdi İsrail’in kırarak tamamen bir bütün olarak kendi bünyesine almak istediği Filistin gibi. Ya da Filistin’i bir sömürge halindeyken uğraşmak zorunda olmak istemediği sorunları nedeniyle tamamen yok etmeye çalışması gibi.
Sayfa 46
Daha önce binbir türlü badire atlattık, ama bu seferki sonumuzu getirebilir. Çok kısa bir süre içinde yok olup gidebiliriz.
Çocuk kendisini evlat edinen bir anne ile üvey anne arasındaki farkı bilir. Halklar da kurtarıcılar ile işgalciler arasındaki farkı bilir.
Reklam
...halkla yaptığı konuşmalarda sürekli olarak başka savaşların da verileceğini müjdelemişti; insanlar onu dinliyor, kendisine güveniyorlardı; hazır olmadan savaşa atılmasını istemiyorlardı ondan; ama manevi kredisi tükenmeyecek diye bir şey de yoktu. Hele başkaları İsrail'e karşı gerçekten silah kuşanırsa. 1 Ocak 1965'ten başlayarak gerçekleşen şey de bu oldu. Filistin Kurtuluş Örgütü'nün operasyonları birbirini izliyor, bildirileri basına yansıyordu.
Bununla birlikte, kimi çevrelerden Nâsır için söylenen alaycı sözler yükselmeye başlamıştı. Ta 1956'dan beri, İsrail'e karşı verilecek bir savaşa hazırlanmamış mıydı daha? Sovyetlerden yeterince silah almamış mıydı? Uçakları, tankları, hatta denizaltıları yok muydu? On yılda ortak düşmana tek el ateş etmemiş olması ne tuhaftı!
Mısır devlet başkanı, 1 Ocak 1965'te, o zamana dek tanınmayan bir Filistin örgütünün ilk askeri operasyonunu haber veren bildiri karşısında, bu eylemin yalnızca İsrail'e ya da Ürdün'e karşı değil, aynı zamanda kendisine karşı da yürütüldüğünü hemen anlamıştı. O ana dek, Filistinliler, bütün Arap halkları içinde, reisi en büyük coşkuyla destekleyen halktı. Yahudi devletinin kurulmasıyla evlerini terk etmek zorunda kalmışlardı, Arapların kazanacağı bir zaferle geri dönme hayalleri kuruyorlardı; bu bekleyiş içindev, aralarından bir çoğu mülteci kamplarında yaşıyordu. Bütün umutlarını Nâsır'a bağlamışlardı... Ama aralarından bazıları sabırsızlanmaya başlamıştı. Savaşlarının başka önceliklere kurban esildiğini, süreklibertelendiğini görmekten bıkmışlardı. Nâsır İsrail'le savaşa girmekte acele etmediğini açıkça belli ediyordu. Onun öncelikle Arap birliğini hayata geçirmesi, öncelikle sosyalist ekonomiyi sağlamlaştırması, gerici rejimleri yıkması vb. gerekiyordu. Filistin Kurtuluş Örgütü'nün kurucuları Filistinlilerin savaşlarını kendikerinin, kendi ajandalarına göre yürütmeleri gerektiğini düşünüyorlardı; ilk bildiri Arap liderlere karşı, özellikle de onlar arasında en çok öne çıkana, Nâsır'a karşı bir bağımsızlık - ve aynı zamanda güvensizlik - ilanı anlamını taşıyordu.
Benim gözümde, İslam alemini etkileyen başıboşluk, insanların kargaşaya sürüklenmesini isteyen "ilahi bir emir" den çok, siyasetle din arasına sınır çekebilecek, "papalığa benzer" bir kurumun yokluğundan kaynaklanıyor.
Sayfa 159 - Yapı Kredi Yayınları 14. Baskı, Eylül 2013- Çeviri: Orçun TürkayKitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.