Ben önce kitabın beğendiğim yönlerinden bahsedeyim,
Eski Türk geleneklerinden, hayvanlara, doğaya, yaşayan her bir varlığa saygıyı anlatması,
serinin başından itibaran birçok yerin kültürünü tanıtması,
bilgilendirdiği bölümleri filan beğendim.
Ama 4 kitapta da esas kahramanın sürekli kaybolması
O kaybolduğunda öbürleri sürekli bir araya geliyor, yemekler, kahveler, sohbetler, nöbetler vs. yani eee?
Bir kitapta normal olacak konular, 4 kitapta benzer şekilde yazılmış.
Hele son kitaptaki sürekli tekrara düşmeler; iklim krizi ve nükleer santrallerin zararını anlattığı için işinden aniden kovulan Defne vs. her defasında bu cümleyi kurmuş.
Ben o kadar sıkıldım ki okurken, zor bitirdim.
Yazarın amaçladığı vermek istediği mesaj çok güzel olsa da kurgudaki mantık hataları, bir yerden sonra sıradanlaşması, tekrara düşmesi etkisini azalttı serinin.