Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Umut

304 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Yazık Oldu Bay Goriot'a...
Hırslarımız mı bizi ayakta tutan ,yargılarımız mı yoksa sevgimiz mi? Hepsi de birbirinden farklı ama oldukça bağlantılı şeyler. Bazen bir insanı yüreğinin sertliği ayakta tutar bazen de tam tersi olarak yüreğinin yumuşaklığı. Bazen nefret üstlenir bu görevi bazen de sevgi… Balzac tam da bu konuları eksenine alarak zekice ve insanın iç dünyasını ayrıntılı bir şekilde irdeleyen bir eser kaleme almış. Hırs , ihtiras ,nefret, küçümseme, karşılıksız bir şekilde beslenen ve her gramı ile fiile dönüşen bir sevgi… Birkaç karaktere oturtulmuş kocaman bir toplumun içsel özeti.
Goriot Baba
Goriot Baba
ortalama uzunlukta bir kitap. Dili sade ve yormayan bir üsluba sahip. Kitap genel olarak insan ve toplum psikolojisini temele alarak birkaç dizi olay ekseninde birkaç karakterin bakışı ile dizayn edilmiş. Kitapta her karakter ayrı bir hikaye ayrı bir rol ve ayrı temsiliyetle can buluyor. Ön yargılar, pragmatizm ve hayal kırıklığı üçlemesi sahnelenmiş bir oyunu izliyoruz kitap boyunca. Sayfalar çevrildikçe hayatın ne kadar acımasız ve umursamaz olduğunu insanların ise ne kadar nankör olabileceği konusunda bir daha aydınlanıyoruz. Okurken sıkılmadığım ve verilen mesajlar itibari ile sevdiğim bir kitap oldu. Okuyun ve anlamaya çalışın(:
Goriot Baba
Goriot BabaHonore de Balzac · Can Yayınları · 201714,9bin okunma
Reklam
479 syf.
9/10 puan verdi
·
14 günde okudu
Bir hedefe ulaşmak için her yol mübah sayılır mı? Önemli olan hedefe mi varmaktır yoksa hedefe nasıl vardığımız mıdır? Koştura koştura bir yerlere varmaya çalışırken asıl olması gerekeni kaçırdığımızın farkına varıyoruz bazen. Ben ne yapıyorum diye soruyoruz... Bir an duraklıyoruz... Düşünüyoruz... Sonra ne gerek var bunlara diyip yola devam
Ölü Canlar
Ölü CanlarNikolay Gogol · İş Bankası Kültür Yayınları · 202223,8bin okunma
84 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Şeffaf Toplumun Egoist Fertleri
Bugün herşeyimizi,bütün mahremimizi kendi elimizle tanımadığımız kişilere teslim ediyoruz. Tanımadığımız için güvenli sanıyor ya da böyle varsayıyoruz. Biri bizi gözetliyor evet ama korkmaya gerek yok çünkü bunun iznini biz verdik. Verilerimizi,özel her şeyimizi kendi elimizle teslim ettik. Dijital çağda yaşıyoruz ve hepimiz teknoloji bağımlısı zombilere dönüştük. Elimizin altında bizi her yere ve her şeye ulaştıracak aletler var artık. Her anımızı her fikrimizi milyonlarca kişiye aktaracak imkanlar var. Biz bunu sağlıklı kullanmak yerine bunun bizi kullanmasına izin verdik. Milyarları geçen insan popülasyonunda yer edinmek görünür olmak için saçımızın telinden ayak tırnaklarımıza kadar yeni anlamlar yükledik ve bunu insanların beğenisine sunduk. Hala da sunmaya devam ediyoruz. Bugün insanlığın alışkanlıkları ve zevkleri değişti önemsenecek tek şey konfor alanları oldu. İnsanlık Az emekle çok para kazanarak şöhret peşinde gezen delilere dönüştü. Sosyal medya dediğimiz olgu insanları pazarlayan mecralara dönüştü. Bu mecrada pazarlanan tek şey ise pornografi ve müstehcenlik. Zevk almak ve zevk vermek çerçevesinde geçen yaşam yığınlarının egoist fertleri her şeyini bu mecralarda pazarlamakta. Kitabın bana göre anafikri yukarıda yazdıklarım. Yazar genel olarak bu konular çevresinde toplumun şeffaflaşmısını başlıklar altında toplamış bize sunmuş. Çok kısa da olsa cümlelerin ve anlatılanların yoğunluğu çok fazla. Sanırım yazarı bu yüzden seviyorum. Az ve öz anlatımı beni kendisine bağlatıyor :)
Şeffaflık Toplumu
Şeffaflık ToplumuByung-Chul Han · Metis Yayıncılık · 20172,134 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
80 syf.
·
Puan vermedi
·
12 günde okudu
Palyatif Toplum hakikati olmayan toplumdur.
Örtülü her gerçeklik gelecekte daha büyük sonuçlar ve daha kötü portreler doğurur. Sahte ve suni bir özgürlük hayaline kapılmış gidiyoruz. Bu uğurda ilerlediğimiz kadar kendimize yabancılaşıp uzaklaşıyoruz. Her olumsuzluğun üstünü örterek günü birlik mutlu sonlu masallar evreninde göğsümüzü gere gere ilerlemeye devam ediyoruz. Ama nereye kadar... Palyatif Toplum hakikati olmayan toplumdur. Hakikati olmayan toplumun ne disiplinle ne ahlakla ne de etikle düzeltilebilecek bir tarafı vardır. Sadece tüketmek ve tüketmekte özgürlüğü bulmak için vardır. Komik liderleri,kendileri ile çelişen politik tutumları vardır. Anlayışları ve bilinçleri günü birliktir. Palyatif Toplum yama toplumudur. Her açığa her acıya yamayacak bir yama bulur. Yamalar arttıkça toplumsal gerçeklerden uzaklaşır ve ortaya bir sirk toplumu çıkar. Doğal olarak bu sirk ucubelere ihtiyaç duyar ve bu ucubeleri, toplum kendi yozluğundan temel alarak yaratır. Ortaya toplumun yoz fenomenleri çıkar ve arkalarından insan sürüleri sürüklemeye başlarlar. İnsanların nasıl yaşaması gerektiğinden tüketim alışkanlıklarına kadar yeni modalar pazarlar. Acıdan uzak tutarak olumsuzlukların üstünü kapatarak yeni tüketim alanları yaratırlar. Ve artık tek gereklilik mutluluktur hayatın sırrı her şeyi olumlamaktır. Ne vicdan rahatlatacak bir alan vardır ne de bu alanı oluşturacak gerçek özgür beyinler.
Palyatif Toplum
Palyatif ToplumByung-Chul Han · Metis Yayınları · 20241,944 okunma
112 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Uyanın...
"Ama sen bir hiçsin, dünya ise öyle kocaman bir sözcük ki." Telaşlar,kargaşalar,kalabalık,yalnızlık, statüler... Biz neyiz ve niçin yaşıyoruz? Ve bunun etrafını dolduran,kalabalıklaştıran sözcük ve sorular silsilesi... İnsanın anlam arayışı varoluşunun ilk anından beri zihninin bir yerlerinde duruyor ve durmaya devam edecek. Her zaman
Uyuyan Adam
Uyuyan AdamGeorges Perec · Metis Yayınları · 20134,138 okunma
Reklam
85 syf.
9/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Her Çağın Şairi
Sanatın mayası toplumdur ve topluma mal edilememiş bir sanat sanat değildir benim gözümde. İnsanı özümsemiş olacak sanat,kaygılarımıza,korkularımıza, sevdalarımıza ortak olacak ve sanat bu özümseyişe bir dil olacak.Kesilse bile yeniden yeşerip konuşabilecek bir dil.Her zaman hakkı savunucak ve bunu haykıracak bir
Dünya Bulantısı
Dünya BulantısıFurkan Güreci · İzan Yayıncılık · 202232 okunma
208 syf.
9/10 puan verdi
·
25 günde okudu
Bir ömre ne kadar acı sığdırabilir ki insan ve bir yüreği yumuşatmak için ne kadar gözyaşı dökmek gerekir. Dünya yas yeri, dünya hüzün yeri, az bir kısım için mutluluğun, diğer kalanlar için ise kahır ve hüznün yeri... İç acılarımızın toplamıyız der bazı insanlar. Çektiğimiz acılar kadar yaşlı, geçirdiğimiz günler ve tecrübeler kadar bilgili
Ama Onlar Kardeştiler
Ama Onlar KardeştilerAzad Sağnıç · Nota Bene Yayınları · 20204 okunma
431 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Mantık bir köşeye fırlatılıp atılınca ortaya çıkan insanın özellikleri gerçekten de korkunç sonuçlar doğurmaya yetiyor. Hangi çağda olursak olalım ne kadar gelişirsek gelişelim içimizdeki içgüdüleri dizginleyemiyorsak ve aramıza kalın hatlı çizgiler çekemiyorsak vahşilik sınırlarımız da artıyor buna paralel olarak. Vahşi insan hep ister. Önce
Hayvanlaşan İnsan
Hayvanlaşan İnsanEmile Zola · İthaki Yayınları · 20042,818 okunma
60 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
23 saatte okudu
Ölünce anlamayın şimdi anlayın bizi...
Eski kuşağın deyişiyle yeni yetme genç bir şairin ilk şiir kitabı bu. Çağrışımlarını, özünü, fikirlerini, sancılarını, birikimlerini bir bir dökmüş kitabın sayfaları arasına. İnsanı ve toplumu da katmaktan geri kalmamış sevgili şairimiz. Çok şiir kitabı okur çok şair tanırım. Hem bu toprağın ağacından çıkanları hem de dünya ağacının farklı
Bir Sancının Panoraması
Bir Sancının PanoramasıFurkan Güreci · İzan Yayıncılık · 202167 okunma
656 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
güzellik tende değil altındaki kalpte gizlidir.
Şekiller içinde bir anlam barındırmadıktan sonra bir manaları kalmaz. Göz alıcı etkilerini kaybedip sadece harfleri dağınık kelime yığınları ile anlatılabilen kavramlara evrilirler. Size güzel gelen herhangi bir şey bir anlama sahip değilse o güzelliğin üstünü önce bir gölge alır, gölge karanlığa kavuşur ve en sonunda da güzel olarak tabir
Notre-Dame'ın Kamburu
Notre-Dame'ın KamburuVictor Hugo · Can Yayınları · 201833bin okunma
Reklam
479 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Kendimi aramaya çıktım, ama yolu kaybettim hangi sokakta olmam gerekiyor bilemiyorum. Ve artık kendimi aramanın yolunu da kaybettim. Hangi caddeye çıkmam gerekiyor bilemiyorum. Bu minik paragraf kitabın ana hatlarıyla bana düşündürdüğü bir, iki kısımın özeti. Düşüncelerin özeti mi olur derseniz, evet her şeyde olduğu gibi düşüncelerin de özeti
Tehlikeli Oyunlar
Tehlikeli OyunlarOğuz Atay · İletişim Yayıncılık · 202231,2bin okunma
96 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 saatte okudu
okuyunuz, rica ediyorum :))
Farkında olmak nedir?Çevreyi duymak, rüzgarı hissetmek, belleğe kaydolan her harfin tadını çıkarmak ve tadılan her hissin özünü ruhta aramak. Nedir bunlar ya da ne gibi örnekler arz etmektedirler. Bizi biz yapan şeyler, bizi bizden ayıran şeylerin ne kadar farkındayız? Sahibi olmadığımız sorumluluklarla bu kadar yorulup bizi asıl önemli kılan ve hayatımızın gerçek gayesi olacak sorumluluklarımızın peşinden ne zaman koşacağız? Cevap veriyorum hiçbir zaman. Çünkü üşengeçlik hastalığımız var, çünkü erteleme hastalığımız var, çünkü şunu da yapsam iyi olurdu deyip hiçbir şey yapmama hastalığımız var. Ve unutmadan söylemem gereken yapmayacağımız veya yapamayacağız şeylerin peşinden koşma hastalığımız var. Hep bir şeyleri eleştirip dururuz yıkıcı bir biçimde lakin hiçbirimiz bir şeyi daha iyi kılmak ya da değiştirmek için uğraşmayız. Bırakın taşın altına elimizi sokmayı taşı yerinden bile oynatmayız. Dedim ya üşengeçlik hastalığımız var. Yorganlara sarılıp saatlerce telefonlardan diziler, programlar izleme hastalığı, yerinden kımıldamadan oyunlar oynama hastalığımız var. Artık bunlara dur deme vakti gelmedi mi? Bizi kendimize getirecek o tokadın vakti gelmedi mi? Peki uçuruma doğru sürüklenen sürüden ayrılma vaktimiz gelmedi mi? Evet dostlar vakittir. Öğrenmenin vaktidir, basma kalıplardan çıkmanın vaktidir. Birbirimizi farklılıklarımızla sevmeyi öğrenmenin vaktidir. Kendimizi sürekli geliştirmenin ve eğitmenin vaktidir. Ve o sınırsız bilgi denizine dalmanın vaktidir.
Martı Jonathan Livingston
Martı Jonathan LivingstonRichard Bach · Arkadaş Yayınevi · 200567,5bin okunma
125 syf.
9/10 puan verdi
·
3 saatte okudu
Adamım Brecht...
Brecht'i oldum olası sevmişimdir. Realist dili, korkusuz cümleleri ve o sade üslubuyla benim hayalimdeki edebiyat dünyasında her zaman yeri farklı olmuştur. Bana göre Brecht karanlık dünyamızda kalemiyle, sözcükleriyle ve cümleleriyle haksızlıklarla savaşan bir kahraman. Her şeyi olduğu gibi anlatan gerçekleri yüze vuran ve at izini it izine
Cesaret Ana ve Çocukları
Cesaret Ana ve ÇocuklarıBertolt Brecht · Ara Yayıncılık · 1992614 okunma
208 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Dîsa apê me Yaşar Kemal helandî ye bi şeref. Pênûsa wî rastî jî bi efsûn e. Pênûsa wî bigihe çi, nêta xwe li çi bişkêne wi tiştî rastî jî bi halê kî gelekî xweser tenê holê û bi rengekî cuda nivîsê. Wexte min ev pirtûk xwend ez ketim halekî ecêb, ez çawa bêjim weke ku min ne bi çavê xwe xwend. Weke ku min bi guhê xwe xwend û weke ku ew dengê ku hate guhê min jî dengê bavê min bû. Ez ketime halekî wilo. Wî halî zaroktiya min anî bîra min. Ew rojê ku bavê min li ber soba daran bi wî dengê xwe qewîn çîrok digotin û piştî çîroka heke dimsa ku me xwar berfê dimsa ku me çêkir berfa spî, zivistanê sar, rojên jar û feqîr le hema rojên xweş. Rojên reş le hema ye dilde geş....
Siltanê Fîlan
Siltanê FîlanYaşar Kemal · Nudem Yayınevi · 199810,4bin okunma
456 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
16 günde okudu
Klişe ve sıkıcı bir girişten sonra kitap okuru içine çekmeyi başarıyor. İlk bir kaç sayfada basit bir dille yazılmış sıradan bir polisiye romana giriştiğimi düşündüm fakat üç basamaklı sayfaları çevirdikçe kurduğum ön yargıların teker teker yüzüme çarptığını gördüm. Muhteşem bir kurgusu olmasa da içindeki fikirler ve ana kavramımız Şibumi okuru içine çekiyor. Kitabın baş karakterinin üstün yetenekleri ve mistik havası okuduklarımızı sıkıcı olma kılıfından kurtarıyor. Batı kültürüne yapılan eleştriler, dünya devi olarak adlandırılan devletlerin kirli işleri, yeni bakış açıları, modernizme vurulan tokatlar ve atıfta bulunan onlarca şey yer alıyor kitapta. Farklı kültürlere değinilmesi ve hakim bir dille anlatılması yazarın araştırmacı yönünü ortaya çıkarmış ve okurun gözünde gerçekten de bilge bir adam kılıfına bürümüş. Yazar Şibumi kavramını kitabın kurgusuna da işlemeye çalışmış görünüyor fikrimce. Başlarda ve ortalarda verdiği bilgi yığınlarını sonlara doğru hafifleterek Bilgiden gelen gücün doğurması gereken sadeliği vurgulamaya çalışarak kitaba nokta koymuş ve gereğinden fazla uzatmayarak okurun damağında hoş bir tat bırakmayı planlamış.
Şibumi
ŞibumiTrevanian · E Yayınları · 20228,1bin okunma
50 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.