Gelirken hep seni düşündüm. Ben de bir felakete uğrasam sana koşarım. Ama ne gibi, bilir misin! Ben iki kişi olsam... Yani iki parça... Bir felakete uğrayınca öteki parçamdan evvel sana koşarım...
(...) Sende bir hâl var. Sen, sana koşanları nasılsa kendine borçlu bırakmıyorsun... Dur, biliyorum. Bunun farkında bile değilsin. Yani borç mevzubahis olamaz. İşte bizi sana koşturan da bu galiba...
Sayfa 97