yine ağustos gelse el ele versek
sen anandan kaçsan ben yalnızlığımdan yeni yoldan sazanli çaydan geçsek
güneşin bahçeleri emzirdiği saatte
susamışlar aşkına, kandım diyesi
uzun uzun öpüssek
Şehrin duvarları arasında sıkışıp kalmaktan boğulacak gibi olup, kendisini ansızın İtalya'da bulmuş yarı kötürüm bir şehirli gibi, ben de şehirden yakamı kurtarıp doğayla kucak kucağa geldiğimde, dünyanın en mutlu adamı oluveririm.
Sevinç ve mutluluk insanı ne kadar güzelleştiriyor! Kalbi aşkla dolu olan adam istiyor ki bu aşkını başkalarının da kalbine döksün, herkes de kendisi gibi şen kahkahalarla gülsün, eğlensin ve böyle bir insanın mutluluğu da gerçekten bulaşıcı oluyor!