“Bir karınca, eğer isterse bir fili rahatlıkla yiyebilir” diyordu. Şaşırmıştım. Önce saçma buldum. Sonra bu cümlenin üzerinde düşünmeye başladım. Gerçekten de doğru olabilir miydi? Bir karınca bir fili yiyebilir miydi?
Kendini karınca gibi gören ben, gözümde bir fil gibi büyüttüğüm kocaman hayatı yiyebilir miydim?
Dinlemeye devam ettikçe, ön yargılarım kırılmaya başladı. Evet, mantıklıydı söyledikleri. Belki milyonlarca kez ısırmak zorunda kalabilirdi ama eninde sonunda karınca fili yemeyi başarırdı.