"Oğuz Atay niye öldü biliyor musunuz? Kahrından! Peki onu kim o hale getirdi? Kim üzdü? Onun zamanında onu umursamamış olan herkes. Bana inanmıyorsanız, gidin bütün kitaplarını okuyun."
Derda, Oğuz Atay'ı anlayamamış, ancak daha da ileriye gidip hissetmişti.
"Beni hemen anlamalısın, çünkü ben kitap değilim. Çünkü ben öldükten sonra kimse beni okuyamaz, yaşarken anlaşılmaya mecburum, ben Van Gogh'un resmi değilim, öldükten sonra beni müzeye koyamazsınız.
"Ben buradayım sevgili okuyucum, sen neredesin acaba?"
"Buradayım!" diye bağırdı Derda.
Sonra da evden çıkıp duvardaki delikten geçti ve karanlığın içinde Oğuz Atay' ın mezarına doğru koştu. Mezar taşının yanına çöküp "Buradayım" diye fısıldamaya başladı.
"Bak, buradayım işte. Buradayım. Senin yanında. Zaten hep yanındaydım. Her zaman. Bak, şimdi de buradayım..."
sf.254