bizim okurumuz genelde okuyacağı kitabın yazarını pek araştırmaz .. ben ilk kez okuyacaksam varsa bir biografisine ya da kendi yazdığı otobiografisine falan muhakkak bakarım .. bu kitapla ilgili düşülen en büyük yanlış söz konusu kitabın Jack London' ın hayat hikayesi olduğu .. esasında bu kısmen doğru .. ama JL gibi bir ismin hayat hikayesi ciltlerce ansiklopedilere sığmaz .. düşünün ki ergenliği döneminde , korsanlık yapmadan öncesinde - ki o korsanlık günleri dahi başlı başına bir ayrı evrendir - dağlara gidip puma - çita vaşak falan avlayabilen bir adam.. inanılmaz dayanıklı .. inanılmaz güçlü ( 15 kişilik yükü 6 saatte hiç dinlenmeden -20 küsürlerde bir tepeye taşıdığını gördükten sonra alaska yerlileri bile inanamayıp ona KURT yani wolf lakabını takmış .. JL kişisel mektuplarında imzasını wolf diye atar bu sebeple ve kurtlara takıntısı da esasen burdan gelir.. kendine yaptırdığı 3 4 beyaz saray yutacak kadar büyük malikanesinin ismi de WOLF HOUSE 'dur =)) ) .. amerikayı bir baştan bir başa trenlerin altındaki makaslara saklanarak o soğukta gecebilmiş bir herif .. sayısız kez hapse girmiş .. hobo denilen evsiz kültürünü yaşamış .. misal bizim fareler ve insanlar okuduğumuzda altında yatan sebepleri kaçırdığımız için okuyup geçtiğimiz o " başını alıp gitme" edebiyatının kökünü iliklerine kadar yaşamış bir seyyah bu adam .. yazarlığın temellerini dilenmek için kapısını çaldığı insanlara anlattığı türlü türlü kurgu hikayeyle atmış bir herif .. esasında bir mucizedir de.. bunca geç yazmaya başlayıp bunca üretken olduğu için .. sosyalisttir.. demir ökçede geçen o rahip ve iş adamlarıyla yaptığı emekçinin yanında yer alan ve kodamanları itin bilmem neresine soktuğu konusmaların hepsi gercektir .. bu yüzden hapis yatmıştır .. hapisten cıktıktan sonra yaptırdığı tekneyle dünya turu atmayı planlamış ve bu romanın yani martin eden 'ın ilk satırlarını da denizde yazmıştır.. öylesi iyi bir denizcidir ki , denize açıldığı ilk ayın sonunda tüm mürettebatı kovup yanında sadece Martin isimli bir kahyayı tutmuş .. kim bilir belki martin eden ismi de ordan gelmiştir =))
kitaba gelecek olursak sanırım sonu itibari ile güzel bir de sosyalizm eleştirisi yapmış hem genelde hem de kendi adına .. anlatıp spoiler vermeyeyim .. neşeler kaçmasın .. velhasıl kelam büyük yazardır .. o dönem için amerikada demir ökçe gibi bir kitap yazıp kapitali eleştirmek cidden GÖT ister .. uçurum insanları gibi bir kitap yazıp herkesin gözünün önünde yer alan insanlık suçlarını ve yine kapitalist sistemin çarpıklıklarını yazmak herkesin harcı değildir .. sayısız davaya , her türlü engele ve sansüre rağmen - altını çizerek söyleyeyim - tırnaklarıyla kaza kaza , ağlata ağlata milyoner olmuştur.. servetini bankalara , yastık altına gömmemiş yaptırdığı çiftlikte toplumdan dışlanmış insanlara iş - aş ( dayanamadım ama HAYDAR BAŞ! KSDJHFLKJASD ) vererek paylaşmıştır .. tekrar etmek gerekirse cidden çok büyük yazardır .. her şeyden önce insaniyetini kaybetmemiş bir insandır .. sayfalarca yazarım ama bu kadar televole style bilgi yeter .. başınız ağrımaya ..
bu arada elinize sağlık =))
PS: televole ve magazin candır !!! hakkıdır hakka tapan milletimin işsizik diyor ve huzurlarınızdan çekiliyorum ..
bi gidemedin dip notu : kitabı MUHAKKAK LEVENT CİNEMRE çevirisinden okuyun .. bir rivayete göre tanrı (eğer varsa) Levent Cinemre' yi JL çevirsin diye yaratmıştır .. öylesi müko , öylesi efsodur onun her London kitap çevirisi .. nice işsiz güçsüz günler dilerim ..