Gönderi

382 syf.
·
Puan vermedi
İsimlerini duyduğumuz, bazılarına bağış topladığımız hastalıklar: kanser. ALS, MS ve daha niceleri. İnsan vücuduna girişi biraz sinsice olan, sonrası, tabirim caizse, "bağıra çağıra" seyreden hastalıklar... Bunların ilerlemesine göz yuman "tükenmiş bağışıklık sistemi", aslında ne anlatmak istiyor? Bu sistemin, sözüm ona, tükenmişlik sendromunu durdurmanın bir yolu yok mu? Hem yukarıdaki sorulara cevap veren, hem stres ve bağışıklık sistemi ilişkisini okuru boğmayan bir dille anlatan, çok güzel bir kitap olduğunu düşünüyorum. Doğrudan hastalar ile yapılan röportajlar yer alıyor. Sahip oldukları hastalıklarda, ortak olan tek şeyin mücadele ettikleri semptomlar değil, arka plandaki hikayenin de olduğunu görmek insanı düşündürüyor. "Ben bunun neresindeyim, içinde miyim yoksa dışında mi, birinci tekil miyim yoksa üçüncü mü" soruları geliyor akla ister istemez. Hoşuma giden bir diğer tarafı, "hayata pozitif bakma" meselesini, tipik polyannacılık oyunu gibi ele almıyor olması. Pozitif ve negatif arasındaki dengeyi güzel bir mantıkla aktarıp aslında hiçbirinde uç noktalarda bulunmamanın vurgusunu yapıyor. Velhasıl, tavsiyemdir efendim.
Vücudunuz Hayır Diyorsa
Vücudunuz Hayır DiyorsaGabor Mate · İletişim Yayıncılık · 2020968 okunma
·
172 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.