Birbirine aşık iki olmazın, dokuz yıldan sonra karşılaşmalarına ve geçen o sürede yaşadıklarına tanık oluyoruz. Aradan geçen dokuz yıldan sonra, hislerinde bir değişim yoktu, ancak; "Ne kadın eski kadındı ne de adam eski adam..." (Syf 52)
Kitabın bitmesine bir kaç sayfa kala neredeyse sonu böyle mi olmalıydı diyordum ki; son sayfada beni biraz yatıştırdı.
Konu olarak açıkçası pek tasvip etmediğim bir kitap oldu. Ama zaten aşkı, imkansız aşkı kitaplardan öğrenmedik mi? İmkansız olduğu için aşk diye adlandırmadık mı?
Hangimiz "aşk-ı memnu" izlemedik ki? Ve zaten biz aşkı Bihter ve Behlül'den öğrenmedik mi?...