Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

335 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
13 günde okudu
Nihilist Manifesto: Tanrı Öldü!
‘’İnsan aşılması gereken bir varlıktır.’’ (sf. 6) Bana kalırsa tek bir cümle bile bu kitabı okumak için yeterince merak uyandırıcı. Tüm insanlığın kendinden bir şeyler bulabileceği, sindirilmesi pek kolay olmayan, insanın boğazında yumru varmış hissi yaratan, mideye bir yumruk gibi inen, üstüne saatlerce hatta günlerce kafa patlatılması gereken,
Friedrich Nietzsche
Friedrich Nietzsche
’nin kendisinin dahi en derin, en tepe eseri olarak gördüğü, insanlığın ve zamanının ‘’6.000 adım ötesinde’’ diye (
Ecce Homo
Ecce Homo
sf. 79) tanımladığı bir eser
Böyle Söyledi Zerdüşt
Böyle Söyledi Zerdüşt
. #133109015 Kitabı okuduktan sonra dünyayı algılayışınızın, çevrenizde olup bitenleri yorumlayış tarzınızın, hayata ve kendinize olan bakış açınızın değişeceğini söylemek pek mümkün. Bu yüzden, okumayı düşünen veya erteleyen kim varsa mutlaka hemen kararını değiştirip bu kitabı okumalı. Merak etmeyin, su biraz soğuk ama girince alışıyorsunuz. Kendinize yapacağınız iyiliklerin başında bu kitabı okumak geliyor, bunu unutmayın. (Tartışmaya açık.) Bu incelemede Nietzsche’nin bu eserinde bahsettiği ve üzerinde ısrarla durduğu Üstinsan kavramına, eserin içeriğine, diline ve neyi amaçladığına, Zerdüşt ve Üstinsan figürlerinin edebiyat dünyasındaki benzerlerine (
Gulliver’in Gezileri
Gulliver’in Gezileri
– Houyhnhnmler ve
Halil Cibran
Halil Cibran
Ermiş
Ermiş
), çevirisine, neden iki puanı kırdığıma ve en sevdiğim kısımlarına değineceğim. Çok yoğun, yorucu ve bir o kadar da uzun bir yolculuk olacak ama en sonunda Zerdüşt’ü anlamış olarak ayrılacağız buradan (öyle sanıyorum), kemerleri bağlayın başlıyoruz. ''Putları yıkmak eskiden beri işimin bir parçası.'' (
Ecce Homo
Ecce Homo
, sf. 2) Kim ya bu Zerdüşt? Kim ki bizim putlarımızı yıkacakmış?
İncil
İncil
’de şöyle geçer: ‘’Buluttan gelen bir ses, “Sevgili Oğlum budur, O’ndan hoşnudum. O’nu dinleyin!” dedi.’’ — Matthew, 3:17 (Bahsedilen Oğul İsa’dır, Tanrı’nın Oğlu İsa.) Zerdüşt de kendisini: ‘’Bakın, ben yıldırım habercisiyim ve ağır bir damlayım buluttan düşen: bu yıldırımın adı Üstinsandır.’’ (sf. 10) şeklinde tanımlar. Nietzsche bu eserinde, ‘’Oğul’’ yani Hz. İsa figüründen yola çıkarak Zerdüşt’ü yaratır. Oğul Zerdüşt’tür. Ve Tanrı’yı öldürür, Zerdüşt, peygamber kisvesi altında. ‘’Tanrı öldü.’’ der. Amacı ise bütün putlarımızı, dogmalarımızı yıkıp bize Üstinsan olma yolunda bir ışık olmaktır. Kitap dört bölüme ayrılmış olup, her bölümde farklı konular üzerinde konuşmalar yapılmakta. Ve her bölümde konuşmanın sonu ‘‘
Böyle Söyledi Zerdüşt
Böyle Söyledi Zerdüşt
’’ diye bitmekte. ‘’Oysa artık bu tanrı öldü! Ey daha yüce insanlar, bu tanrı sizin için en büyük tehlikeydi.’’ (sf. 290) ‘’Tanrı öldü!’’ söylemi belki de onu Batı felsefe dünyasının en çok yanlış anlaşılan fikir adamı yapmıştır. (Yanlış anlaşılmasının en büyük sebeplerinin başında kardeşi
Elizabeth Förster-Nietzsche
Elizabeth Förster-Nietzsche
gelir. Elisabeth, abisi Nietzsche öldükten sonra ‘’Nietzsche Arşivi’’ni kurarak, abisinden kalma yazmaları biraraya getirip değiştirerek abisinin adı altında eserler yayınlar. Hatta ölümünden 8 yıl sonra yayımlanan
Ecce Homo
Ecce Homo
bunlardan biridir. Daha da derinlere gidecek olursak Nietzsche’nin yanlış anlaşılmasında büyük payı bulunan ‘’
Güç İstenci
Güç İstenci
’’ eseri de Nietzsche öldükten bir sene sonra yayımlanır. Takdir edersiniz ki, abisiyle karşıt görüşlere sahip olan Elizabeth bu eserini de Nietzsche’nin yazmalarından kafasına göre kesip biçtiği metinlerden oluşturmuştur. Bu yüzden işin sonunun Hitler’e kadar varmasının en bariz sebeplerinden birisi de Elisabeth. Olmuşa çare yok, biz yine de okumaya ve incelemeye devam edelim… Tanrı öldü. Peki, bir insan tanrıyı nasıl öldürebilir? Mümkün müdür? Nietzsche’nin en çok yakındığı konulardan biri budur. Aslında onun problemi tanrıyla veya onun olup olmamasıyla ilgili değil. Bu tanrı algısını yaratan ve dogmatik bir şekilde bu inanca bağlı yaşayan insanlarla ilgili her şey. Nietzsche dağdan indiği vakit, yani Zerdüşt, insanın aşılması gereken, kendini yenmesi ve yenilemesi gereken bir varlık olarak tanımlar. En sonunda ise Üstinsan mertebesine ulaşması gerektiğini söyler. Ve bunu da kendisine dayatılan kuralları, yasaları, ahlaki anlayışı reddederek ulaşılabileceğini söyler. İnternette dolaşan bir geyik var Nietzsche ile ilgili ‘’ahlaksal normlarınızı ekmek banarak yiyeyim.’’ diye, tam da böyle birisidir, Zerdüşt. (images.app.goo.gl/x8ZoLyZWtxdiCdou6) Tabii tüm bunları kafamızda anlamlandırabilmemiz için Nietzsche’nin üstüne basa basa mütemadi bir şekilde tekrar ettiği Üstinsan figürünü iyice kavramamız gerekiyor. Nedir bu Üstinsan? ‘’İnsan bir iptir, hayvan ile Üstinsan arasında gerilmiş – bir ip ki uzanır bir uçurumun üzerinde.’’ (sf. 8) Nietzsche’ye göre insan; evrim aşaması hayvan mertebesiyle, Üstinsan mertebesi arasında kalmış, gergin iple birbirine bağlanmış bir varlıktır ve bu sebepten ötürü insan, evrimini tamamlayıp yani ‘’kendini aşıp’’ Üstinsan mertebesine ulaşmalıdır. Bu Üstinsan figürü Hristiyanlık inancındaki Hz. İsa ile İslam felsefesindeki ‘’insan-ı kâmil’’ fikriyle de benzerlikler göstermektedir, hatta Nietzsche açık açık tek tanrılı dinlere atıfta bulunmaktadır bu eserinde. Bu da demek oluyor ki, insan yanılgılarından ve kendisine dayatılan yüceltilmiş yanılsamalardan kurtulup, kendi kurallarını akıl ve mantık çerçevesinde düzenleyip, kusurlu ve eksikli varlığını aşarak, insani yanından kurtularak Üstinsan olma yolunda ilerleyecektir, ilerlemelidir. Şayet ki insan daimi olarak kendini alt edip, kendi yolunda ilerlemeye devam ederse; yolun sonunda Üstinsan’a ulaşabilecektir. Daha da basite indirgeyip metaforlarla anlatacak olursam, bir dağ düşünün her şeyden önce. Çıkıntılı, bol kayalı, eğimi yüksek, tırmanması çok zor bir dağ düşünün. İşte bu dağ, bizim hayatımız. Gelin bu dağa, yamacına doğru bir gezintiye çıkalım. En aşağıda koyunlar var. Bu koyunlar ne yapar, düşünmezler, bu yüzden de sorgulayamazlar. Sadece melerler, ot yerler. Yönetilmeyi severler, çobana ihtiyaç duyarlar ve kurda yem olurlar en sonunda. Gelin biraz yukarı çıkalım, geçelim şu koyunları. Bunlar gibi olmayı uzun süre önce zaten bıraktık(mı acaba?) Biraz daha yukarı da ise insan var, yani biz. İnsan ne yapar, düşünür ama nadiren sorgular hatta neredeyse hiç. Biz de yönetilmeyi severiz. Türlü türlü dogmatik inançlarımız vardır. Belki de hayvandan tek farkımız düşünebilmemizdir. Evet, en tepeye geldik. Karşımızda Zerdüşt, kendisi İdeal insan tipinin bir alt seviyesi. İnsanlara Üstinsan olmanın yollarını anlatmakla meşgul. Kendisinin de zaafı var (Bölüm IV’te anlatılıyor) o yüzden Zerdüşt’ü de geçip biraz daha üstteki Üstinsan’a varmalıyız. Yol biraz meşakkatli, haklısınız. Ama işte karşımızda, Üstinsan. Kendisi düşünür, sorgular, ölçüp biçer, yargılar. Her şeyi akıl ve mantık süzgecinden geçirir ve öyle sonuca varır. Kendi kurallarını kendisi belirler, kendi kendini yönetir. Almaktan çok vermeyi sever. Kendisine dayatılan ve toplumda hüküm süren her fikri, değeri, inancı, görüşü reddeder ve iyiyi-kötüyü kendi düşünce süzgecinden geçirir. Geleneksel ahlak anlayışını yok saymalı, ahlak ve değer denen kavramları kendisi düzenlemeli. Gerektiği yerde acı çeker hatta acıyı benimser, ama neşelidir yine de, cesurdur ve kendini geliştirmeye ve başarıya açtır… Umarım aklınızda biraz da olsa bir şeyler oluşmaya başlamıştır. Gelin devam edelim… İnsanı, Nietzsche’nin de dediği gibi gergin ipin üstündeki bir cambaz gibi düşünün, aşağı düşmek kolay bir iş, peki ya yukarı çıkmak? Zordur, Üstinsan olmak gibi… ''İnsancıllığım sürekli bir kendini aşmadır.'' (
Ecce Homo
Ecce Homo
, sf. 19) Üstinsan olmak, kendini aşmak nasıl zor ise, bu kitabı da bir lokmada yutuvermek bir o kadar zordur. Anlamak külfetlidir, anlayıp da o fikri kendi gerçekler dünyamıza sokmak ayrı külfetlidir. Zerdüşt gibi konuşacak olursam. ‘’Anlamak başka, anlamlandırmak başka…’’ Bu yüzden kitabın alt başlığı Herkes ve Kimse İçin Bir Kitap’tır. Bu kitabı okuyup, hiçbir şey anlamayabilirsiniz. Veyahut Zerdüşt’ü sadece inatçı, kendine buyruk, ateist bir adam olarak tanımlayabilirsiniz. İşte bu yüzden bu kitap ‘’Kimse İçin Bir Kitap’’tır. Ama insanın kendisini aşması için gerekli bilgileri ve fikirleri içerdiğinden, herkesin okuması gerekir. İşte bu yüzden de bu kitap ‘’Herkes İçin Bir Kitap’’tır. #133117898 Nihilizmin kutsal kitabı olarak adlandırmak istiyorum bu kitabı, her ne kadar bu eserin ana fikrine ve fıtratına ters düşecek olsa da. Diline gelecek olursam, bu incelemede benim de kullandığım gibi birçok devrik ve anlaşılması zor cümle bulunuyor kitapta. Bunun sebebi ise Nietzsche’nin eseri şairane bir dil ile yüksek dozda alegori ve benzetme kullanarak düzyazı şeklinde yazmış olmasıdır. Boş, zırva kişisel gelişim kitaplarını sadece bir cebinden çıkaracak olan bu kitap, gerek edebi, gerek felsefi anlamda birçok aforizma içermekte. Her gece açıp bir bölüm okunacak başucuna koymalık bir kitap niteliğinde adeta. Hala çağının ötesinde bir kitaptır, şaheserdir. Ve her okunuşta farklı anlamlar çıkacağına eminim, bu yüzden bir 5 yıl sonra bu kitabı tekrar okuyacağım. (Ölmez, sağ kalır isek, bu inceleme de kendini güncelleyecektir.) ''Benim de zamanım gelmedi henüz, bazıları öldükten sonra doğar.'' (
Ecce Homo
Ecce Homo
, sf. 41)
Jonathan Swift
Jonathan Swift
’in
Gulliver’in Gezileri
Gulliver’in Gezileri
’nde, Gulliver, Yahoo’lar ile Houyhnhnm’lerin kaldığı ülkeye ziyarete gider. Yahoo’lar insan şeklinde kavgacı ve yozlaşmış köle varlıklardır. Zerdüşt’ün anlattığı ‘’İnsan’’ tipine denk gelir. Houyhnhnm’ler ise bilgin, kendini geliştirmiş ve mantıklı atlardır. Örneğin bu atların dilinde ‘’yalan’’ kelimesi yoktur ve mantık çerçevesinin dışına çıkamazlar. Bu bağlamda Houyhnhm’leri ‘’Üstinsan’’ figürü ile bağdaştırdım kendimce. Onun dışında, Zerdüşt bana
Halil Cibran
Halil Cibran
’ın
Ermiş
Ermiş
adlı eserinde ‘’zamanının şafağı, seçilmiş ve sevgili El Mustafa’’ figürünü anımsattı. Zerdüşt, insanlara doğru yolu göstermeye çalışırken, El Mustafa’nın Orphalese halkına seslenişi canlandı gözümde. Aralarındaki tek fark, Mustafa’nın tek tanrılı bir dinî inanışa sahip olması ve Zerdüşt’ün herhangi bir inanışa sahip olmamasıdır. Eğer bu eserleri okuduysanız, bir çağrışım yapabilir umarım sizlere de. ''Beni anlamıyorlar: ben bu kulaklara göre ağız değilim.'' (sf. 31) Şimdi böylesine harikulade bir eserden 2 puanı neden kırdım ona gelelim. Tabii ki de Nietzsche’nin kadınlarla ilgili hiç de hoş olmayan, nobranca, ikinci el ve üçüncü sınıf söylemleri yüzünden. Tabii bu bayağı söylemlerinin ardında her ne kadar bana göre saçma olsa da kendince sebepleri yatıyor. Rus asıllı bir psikanalist ve yazar olan
Lou Andreas-Salomé
Lou Andreas-Salomé
’nin, zamanında
Rainer Maria Rilke
Rainer Maria Rilke
,
Lev Tolstoy
Lev Tolstoy
,
Sigmund Freud
Sigmund Freud
ve hatta Nietzsche’nin de yakın dostu olan Paul Ree gibi isimlerle arasında aşk dedikoduları çıkmış, Nietzsche’yi de kendine âşık etmeyi başarmıştır Salomé. (Kendisinin Nietzsche ve onun yakın arkadaşı Ree’yi at gibi kamçılarmış gibi yaparken fotoğrafı meşhurdur, alfa bir ablamız yani :D images.app.goo.gl/ijkvCpUFeGC7Pp6VA ) Ama özgürlükçü ve buyruk tanımayan bir kafa yapısına sahip olan Salomé tüm bu aşk tekliflerini reddetmiştir. (Bu tarz magazinsel olaylar ilginizi çekiyorsa, tam da bu konuyu ele alan
Nietzsche Ağladığında
Nietzsche Ağladığında
da okunabilir, ben de okuyacağım :D) Neyse, bu başarısız aşk girişimi ve reddediliş sonrası bizim pos bıyıklı zaten akıl hocası
Arthur Schopenhauer
Arthur Schopenhauer
’den kalma ‘’kadın düşmanlığı’’nı daha da bileylemiştir. Son durağı hezeyana hatta deliliğe kadar varacak olan bu duygu durumları şu satırlara gebe olmuştur ve benden de eksi puanı almaya hak kazanmıştır: ‘’Kadınlara mı gidiyorsun? Kırbacını unutma!’’ (sf. 61) İncelememin son kısmında, kitabın en sevdiğim bölümlerinden ve çevirisinden bahsetmek istiyorum: En sevdiğim ve mutlaka irdelenerek okunmasını düşündüğüm yerler: Erdemin Kürsüleri Üzerine (I. Bölüm) Yeni Put Üzerine (I. Bölüm) Pazaryerindeki Sinekler Üzerine (I. Bölüm) Aynalı Çocuk (II. Bölüm) Zehirli Örümcekler Üzerine (II. Bölüm) Önünden Geçip Gitmek Üzerine (III. Bölüm) Üç Kötü Üzerine (III. Bölüm) Eski ve Yeni Levhalar Üzerine (III. Bölüm) Krallarla Konuşma (IV. Bölüm) Hizmet Dışı (IV. Bölüm) Benim okuduğum edisyon Tükiye İş Bankası Kültür Yayınları’nın Hasan Âli Yücel Klasikler Dizisi’nden çıkma
Mustafa Tüzel
Mustafa Tüzel
çevirisiydi. Yani bazı cümleleri birkaç kez okumak zorunda kaldım, zaten çevirisi çok zor olan bir kitap kendisi. Mustafa Tüzel çevirisi dışında, benim bir sonraki Zerdüşt okumamı da yapacağım, Pinhan Yayıncılık’tan çıkma
Ahmet Cemal
Ahmet Cemal
çevirisi de önerilenler arasında, kendisini
Körleşme
Körleşme
çevirisinden de tanıyoruz. Nietzsche’yi ve eserlerini daha iyi anlayabilmek adına benim size verebileceğim tavsiye Nietzsche’nin hayatına dair okumalar yapmanızdır. Otobiyografik tarzda yazılmış
Ecce Homo
Ecce Homo
, Nietzsche’yi anlamak için büyük bir nimet. Kendi eserlerinin tek tek ‘’özünü’’ ve nasıl-neden ortaya çıktığını anlatıyor bu yapıtında da. Hayatı, kendini tanımak ve onu aşmak isteyenlere keyifli okumalar diliyorum! Ama yine de unutmayın ki: ''İflah olmazlara hekim olunmaz, bu yüzden geçip gitmelisiniz.'' (sf. 209) Böyle İnceledi, Kayaberk.
Böyle Söyledi Zerdüşt
Böyle Söyledi ZerdüştFriedrich Nietzsche · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202038bin okunma
··2 alıntı·
4 artı 1'leme
·
56,1bin görüntüleme
Bertha Mason okurunun profil resmi
Bıçkın mahalle ağabeyi tadında derin incelemeler mi okumak niyetiniz?Kayaberk tam size göre! :D Yalnız üstinsanı anlatırken üst bir incelemeye imza atmışsın.Su öyle böyle soğuk değil ama, hazmetmesi kolay olsa, bir anlamı kalmazdı :) Tebrik ederim.🌻
Kayaberk İpek okurunun profil resmi
Ahahahah sen de literatüre yeni bir terim ekledin az önce, ''üst-inceleme'' sevdim bunu. ^^ Ayrıca soğuk sular iyidir dediğin gibi... İnsanı dinç tutar, zihni açar ve sorgulamayı sağlatır. :))
Ayfer okurunun profil resmi
İncelemeye bir başyapıt desem çok mu(?) abartmış olurum. :)) Bence hayır!... Bir süredir inceleme yazmak isteğim körelmişti, ama şimdi kıskançlığım pik noktada. 😅😅 Kapsamlı, donanımlı ve kitabı sanki yeniden okumuş hissi verdi. Bu tarz incelemeler hem okumaya teşvik ediyor. Hem de pekiştirici ve kalıcılığı arttırıyor. Bir okur olarak çok ama çok teşekkür ederim. ✌🏻🍀🤗
Kayaberk İpek okurunun profil resmi
Zerdüşt dağın en pik noktasından bu yorumu görse eminim gözleri dolardı... Keza ben kendimi zor tutuyorum şu anda :') Güzel yorumun için çok, çok teşekkür ederim... Eksik olma ^^
1 sonraki yanıtı göster
Bülent Ekşi okurunun profil resmi
Size teşekkür etmek istedim. Emek verildiği aşikâr, yıllar önce okuduğum eserleri hatırlamamı sağlayan, çoğuna katıldığım fikirlerinizle süslenmiş, verdiğiniz bilgilerden kesinlikle öğrendiğim incelemelerinizi okumak mutluluk verici. Teşekkür ederim.
Kayaberk İpek okurunun profil resmi
Bülent Bey, güzel düşünceleriniz için çok teşekkürler. Bilmukabele. Bu uygulamanın amacına hizmet ettiğini görünce daha da mutlu oluyorum. Sizin gibi okurlarla karşılaşıp etkileşim halinde olmak çok değerli bir şey. ^^
Fama okurunun profil resmi
Haklısınız, ZERDÜŞT insanın dünyaya,  bakış açısını  değiştiriyor. Yaşamın mânâsını öğretiyor. Edebiyatın ve felsefenin buluştuğu, tekrar tekrar okunması gereken bir metin. Çünkü alt metinleri ve detayları bir seferde yakalamak mümkün değil. Düşünerek ve araştırılarak okunması gerekir yoksa metin sıradanlaşırsa, anlamını yitirir ve okuyucuyu yarım bırakmak zorunda kalır. Herkesin takıldığı, o meşhur sözü yüzünden yalan yanlış yapılan yorumların etkisiyle oluşan ön yargılardan kurtulmak için öncesinde NİETZSCHE'yi  anlamalı. Anlaması zor ama anlayınca bırakması çok daha  zor. Çünkü onun bir çok düşüncesi geçmişten bugüne geçerliliğini koruyor. Sizin de bahsettiğiniz gibi NİETZSCHE'nin  temel derdi ne Tanrı ne de inanç. Onun derdi bu kavramları  kullanarak insan olmayı; efendilik ve kulluk arasına sıkıştırıp insanı yöneterek sığ bir varlık haline getirmeleri. İnsanın birbirinden farklı bir varlık olduğunu  ve biricikliğini unutturmaya çalışarak,  sürü insan yaratmak için kilise ve iktidarın yarışması. Ve  insanın yaşam enerjisini yok etmeleridir. Bu düşüncelere sahip olan faşistte olamaz. Derinliği olan bir psikolog olduğunu Zerdüşt'ü okurken daha iyi anladım. Metinle ilgili, bende  bazı eksik kalan soruların cevabını sizin yorumunuz da buldum. İçeriğini , anlamını harika özetlemişsiniz. Benim için çok faydalı oldu. Emeğinize sağlık. 👏👏👏
Kayaberk İpek okurunun profil resmi
Tam da dediğiniz gibi ''anlaması zor ama anlayınca bırakması çok daha zor.'' Çok az yazar bunu başarabilmiştir benim nazarımda. Dilerim ki zamanı gelince çok daha fazla kişi okur ve anlamaya çalışır onu. Söylediklerinize şapka çıkararak teşekkürlerimi sunuyorum. ^^
lilith okurunun profil resmi
Okuduğum en iy incelemelerden biriydi kesinlikle. Emeğinize, yüreğinize sağlık. Ben de bu kitabı 4 sene önce okumaya başlamış ancak sonrasında tam olarak anlayamadığımı hissederek yarım bırakmıştım. Kendimi felsefe alanında daha çok geliştirip az buçuk da olsa bir şeyler kazanmış bir şeklide okumak istedim bu kitabı. Ama o zamanlar bu incelemeyi okumuş olsaydım yarım bırakır mıydım bilmiyorum zira fazlasıyla ilgi çekici olmuş :)
Kayaberk İpek okurunun profil resmi
Ben de uzun süreler boyunca ertelemiştim bu kitabı, benim için çetin bir tecrübe olacağının farkındaydım. En sonunda bir arkadaşımın zorlamasıyla kitabı okumaya aynı anda başladık. Her bir paragraf sonrası durup 5-10 dakika düşüncelere dalıyordum başlarda ve ne kadar mükemmel bir metin olduğunun farkına vardım bu yüzden de devam ettim ben, arkadaşım ise yarım bıraktı. :)) Böylesine çağının ötesinde olan bir kitabı yarım bıraktığı için ne kadar şanssız olduğunu düşündüm ve arkadaşım gibi yarım bırakan ve okusa da derinliği yüzünden kaybolanlar için ilgi çekici bir inceleme yazmak istedim. Bu yorumu da görünce sevindim açıkçası amacıma ulaşmışım demektir. ^^ Teşekkür ediyorum yorum için. 🌸
3 sonraki yanıtı göster
Bu yorum görüntülenemiyor
Silinenhesap okurunun profil resmi
Kitabı okumadan önce tekrar başvuracağım bu incelemeye müthiş ellerinize sağlık 👍
Kayaberk İpek okurunun profil resmi
teşekkür ederim, kitabı okuduktan sonra da yorumlarınızı mutlaka bekliyorum. ^^
Nurdan okurunun profil resmi
Çok güzel bir inceleme olmuş oldukça detaylı ve bilgilendirici.Bende yakın zamanda okudum bu kitabı fakat inceleme yazmaya cesaret edemedim .Bir kez daha okumam gerektiğini düşündüm çünkü.Konuya hakim olduğunuz belli ,bu yüzden tavsiyeniz ihtiyacım var.Sırada Deccal ve insanca pek insanca var.Hangisini önce okumak mantıklı ve dogru?Teşekkürler...
Kayaberk İpek okurunun profil resmi
Öncelikle yorumunuz için teşekkür ederim. Ben de Nietzsche okumalarıma yeni başladım sayılır, bu eserinden sonra üzerine yazılmış inceleme kitapları okudum birkaç tane. Bahsettiğiniz iki eserini de okumadım sizi yanlış yönlendirmek istemem fakat deccal'in biraz daha dinsel eleştirinin ağır bastığı bir kitap, insanca pek insanca'nın ise daha geniş konularda fikrini belirttiği aforizmalarla bezenmiş bir kitap olduğunu biliyorum. Yine de benim her şeyden önce tavsiyem ecce homo'nun okunması, çünkü o kitapta bütün eserlerini bizâtihi ele alıyor. Keyifli okumalar diliyorum. ^^
1 sonraki yanıtı göster
Zelal okurunun profil resmi
Sırf son cümle için bile 1000 defa okunur
31 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.