Kitap başka birkaç yayınevinden “Acımak” ismi ile çıkmış. Onu gördüğümden beri bu kitap için “Sabırsız Yürek”ten daha uygun bir isim olduğunu düşünüyorum çünkü kitabın başından sonuna hissedilen o “sabırsızlık” havasına karşılık hikaye aslında gerçekten bir vicdan hikayesi.
Zweig gerçek bir natüralist ve diğer tüm kitaplarında bu söz konusu olsa da, bu kitapta çok daha baskın olarak karşımıza çıkıyor. Bizi yiyip bitiren vicdanımız, aslında her zaman için yararlı mıdır yoksa dozunda olmayan her şey gibi bizi felakete mi sürükler, bunu görüyoruz hikayede. Empati tek taraflı olduğunda da yaşadığının altında ezilen yine bu duyguyu taşıyan insan oluyor neticede.
Aslında hikayeyi yalnızca fiziksel görünümün her şeyin üzerinde görülmesi olarak okumamak gerek. Zira toplumun dayattığı kimi şeyler söz konusu olsa da “acıma”nın yanında bir “acındırma” da söz konusu olabiliyor. Ayrıca hikayede gördüğümüz bir de “ilahi adalet” mesajı var, yaşattıklarının acısını yaşayan insanları görüyoruz kitapta. Bu karşılık ise kimi zaman fiziksel olurken kimi zamansa insanı yiyip bitiren bir merhamet oluyor.
Ben genel olarak beğendim, Zweig’ın üslubu alıp götürüyor insanı. Bunun yanında gerçekten bambaşka bir bakış açısı ile de karşılaşabilirsiniz bu hikaye ile. Yoğun duygular ifade etse de yormuyor, akıcı bir şekilde okunuyor. Tavsiye ederim.