Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gözde Turan

“Endişelenme.Sana uygun bir eş bulacağız. Ama bu kişi Vikont Bridgerton olamaz, olamaz, olamaz!”
Reklam
“Ayrıca bir kitabı kapağına bakarak değerlendirmezsin,”
“Ama herkesin içinde bunu belli etmesem de gerçek bir kitap kurduyum, bir kütüphanede vakit geçirmeyi Hyde Park’ta gezinmeye tercih ederim. Hem bence bilimsel araştırmaların peşinde olan bir erkekle de eğlenceli bir hayat sürebilirim.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Gözde Turan

Gözde Turan

, bir kitabı okumaya başladı
En Çok Beni Sev
En Çok Beni SevJulia Quinn
7.8/10 · 1.436 okunma
Deneyimsiz bir genç için kendini dünyada yapayalnız, bütün bağlarından kopmuş hissetmek, varmak istediği limana varıp varamayacağını bilememek, terk ettiği yere dönmek için ise artık önünde bir sürü engel olmayacak tuhaf bir duygu.Maceranın cazibesi bu duyguyu biraz olsun tatlandırıyor, gururun ateşi biraz olsun ısıtıyor, ama sonra korkunun çarpıntısı her şeyi bozuyor, aynı korku yarım saat geçip de hâlâ gelen giden kimse olmadığında içimdeki en baskın duygu haline geliyordu.
Reklam
“Ne istiyorum? Yeni bir evde, yeni yüzler arasında, yeni koşullar altında yeni bir görev; bunu istiyorum, çünkü daha iyisini istemek faydasız. İnsanlar böyle yeni bir yere gidebilmek için ne yapıyorlar? Galiba arkadaşlarına başvuruyorlar benim hiç arkadaşım yok. Kendi başlarının çaresine bakmak zorunda olan, hiç arkadaşı olmayan daha bir sürü insan vardır; onlar ne yapıyorlar peki?”
Uzun yıllardır hayatım Lowood olmuştu, hayat deneyimim oradaki kurallar ve sistemden ibaretti, şimdi ise gerçek dünyanın çok daha geniş olduğunu ve onun genişliğine açılma, tehlikeleri arasında gerçek bilgiyi arama cesaretine sahip olanları bekleyen çeşit çeşit umutları ve korkuları, duyguları ve heyecanları hatırlamıştım.
İşte insan doğasının kusuru — en parlak yıldızların üzerinde bile lekeler vardır; Miss Scatherd’ınki gibi gözler ise sadece bu küçücük lekeleri görür ama yerküreyi kaplayan parlaklığa karşı kördür.
İşte orada öylece sandalyenin tepesine oturtulmuş duruyordum; odanın ortasında ayakta durmanın utancına dayanamayacağını söyleyen ben, şimdi bir utanç kürsüsünde herkesin gözü önündeydim. Hissettiklerimi anlatmaya hiçbir dil yetmez ama hepsinin ayağa kalkmasıyla nefesim kesilip boğazım tıkandığı anda bir kız gelip yanımdan geçti, gözlerini kaldırdı. Gözlerinde nasıl tuhaf bir ışık parlıyordu! Bakışı nasıl olağandışı bir his veriyordu bana! O yeni his beni nasıl da canlandırmıştı!
İşte orada öylece sandalyenin tepesine oturtulmuş duruyordum; odanın ortasında ayakta durmanın utancına dayanamayacağını söyleyen ben, şimdi bir utanç kürsüsünde herkesin gözü önündeydim. Hissettiklerimi anlatmaya hiçbir dil yetmez ama hepsinin ayağa kalkmasıyla nefesim kesilip boğazım tıkandığı anda bir kız gelip yanımdan geçti, geçerken de gözlerini kaldırdı. Gözlerinde nasıl tuhaf bir ışık parlıyordu! Bakışı nasıl olağan dışı bir his veriyordu bana! O yeni his beni nasıl da canlandırmıştı!
Reklam
Bence hayat kim beslemek ya da yapılan yanlışları düşünüp durmak için çok kısa. Hepimiz, her birimiz hataların yükünü taşıyoruz; ama ben inanıyorum ki bir gün gelecek, çürüyen bedenlerimizden kurtulduğumuzda bunları da unutacağız; hantal vücutlarımızdan utanç ve günahlarımız akıp gidecek ve geriye sadece ruhumuzun kıvılcımları kalacak — yaratılana ilham olmak için Yaratan’dan kopup gelen ele geçmez ışık ve tefekkürün özü geldiği yere aynı saflıkla geri dönecek; belki de insanoğlundan üstün bir varlığa dönecek — belki bu öz ebediyetin basamaklarında yükselecek, soluk bir insan ruhundan ışıklı bir meleğe dönüşecek!
Benim için bile hayatta bazen güneşin parladığı anlar oluyordu.
Hayatımda ilk defa intikam duygusunu tadıyordum; ilk yudumda aromalı bir şarap gibi geliyordu tadı, ılık ve leziz; sonradan bıraktığı tatsa madenî ve aşındırıcı bir tattı, sanki zehirlenmiş gibi hissettirdi. O an gidip Mrs.Reed’den seve seve özür dilerdim ama biraz deneylerimden biraz da içgüdüyle, bunu yaparsam benden iki kat fazla iğreneceğini ve bunun da içimdeki her bir isyankâr dürtüyü yeniden kışkırtacağını biliyordum.
Daha sözlerimi bitirmeden ruhum, o zamana kadar hiç hissetmediğim kadar büyük bir özgürlük hissiyle genişlemeye, sevinçten uçmaya başladı. Sanki görünmez bir zincir kopmuş, hiç beklenmedik bir özgürlüğe kavuşmuştum. Bu duygu sebepsiz değildi; Mrs.Reed ürkmüş görünüyordu elindeki iş dizlerinden kayıp yere düştü ellerini havaya kaldırmış öne arkaya sallanıyordu, hatta sanki ağlayacakmış gibi yüzünü buruşturmuştu.
“İyi ki benimle bir bağınız yok; yaşadığım süre boyunca size bir daha asla yenge demeyeceğim büyüdüğümde asla ziyaretinize gelmeyeceğim ve olur da birisi sizin nasıl birisi olduğunuzu, bana nasıl davrandığınızı sorarsa sizi düşünmenin bile midemi bulandırdığını, bana sefilce zulmettiğinizi söyleyeceğim.”
202 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.