Eskiler evlilik çağındaki kişilere; "Allahtan korkan, kuldan utanan bir eşe nasip olasın" diye dua ederlermiş. Mal, mülk, para, pul ya da makam, meslek değilmiş aranan kriterler. Allah korkusu ve utanma duygusuymuş aranan..
"Namaz psikiyatrik bir tedavidir. Çünkü namaz kılan, kendini yalnız hissetmez. O, en büyük güce bağlıdır. Namazı hûşu içinde kılan bir toplumda psikiyatrik hastalık olmaz."
Cemil Meriç
Her ne olursa olsun, hakkında hayırlı olanın Allah’ın planı olduğunu kavradığı an hafifleyebilir ancak insan. Çünkü her şeyini teslim ettiğin kudret, seni senden daha çok biliyor, seni senin için istiyor. Bu olayın verdiği inşirah başka hiçbir şeyde yok.
Sana Allah'ı hatırlatan bir arkadaş bulursan, onun eteğine sarıl ve ondan ayrılma. Onu kendin için ganimet say. Onu hiçbir zaman hakir görme. Zira böyle bir arkadaş, akıllı kimsenin ganimeti, mü'min kimsenin de kaybolan servetidir.
İmam Gazâli Hz. (rah.)
Ben de bu dünyaya düşmüş biriyim. Kimi zaman şeytan dokunmuş düşünü hayra yoramayan Havva, kimi zaman af dileyerek kırk yıl gözyaşı döken dem gibiyim.
“Ben neyim?” diye gelmedimse de dünyaya, belli,
“Ben neyim?” diye diye gideceğim.
Her ben dediğimde “Affola,” diyesim geliyor oysa.
Bildim bilinmesi gerekeni. Ama yaşamaya sıra gelince adamakıllı tökezledim.
Aşk meselesi işte. Aşığın şirazesi bozulmuştur bir vakit. Aşık oldun mu bir kere akıl beden evini terk edip gider. Mecnun’un hali bir çeşit görmezlik halidir. ‘Kimsin?’ derler ‘Leyla’yım’ der, ‘Nereye?’ derler ‘Leyla’ya’ der, ‘Nereden?’ derler ‘Leyla’dan’ der.
İşte o vakit benlikte çıkıp gider insanoğlu. Leyla’ya bakar, Leyla’ya uyanır, Leyla’ya yürür...
Ya Rabbi!
Ben içtiği suya, yediği lokmaya, giydiği hırkaya şükreden biriyim.
Bilirsin, öyle.
Senin adını unutmuşlardan değilim.
Dilimden taşanda kusur varsa affet ism-i Rahmanınla, esirge ve bağışla;
bu dünya bana zor geldi.
Suyun boğması, taşın sertliği vardı amenna.
Büyük balığın küçük balığı yutması
Senin kuralın.
Denizin dalgasından, tufanın yazgısından da değildi şikâyetim.
Ama insan zalimdi…