Eğer ölürsem veya savaşta şehid olursam, bizi yüzüstü/yardımsız bırakan Arap liderlerini asla affetmeyeceğim. Yiyecek ve içecek olmadan zor günler geçirdik ve genç yaşıma rağmen saçlarımı ağartan bir kuşatma yaşadık. Allah sizi affetmesin ve sizi bağışlamasın. Vallahi 7 kat göğü yaratana (Allah'a) sizi şikayet edeceğim. Affına sığınıyorum anne, seni çok seviyorum, (bu dünyadan) ayrılığım için üzülme.
Mısır, Yemen, Ürdün, Cezayir, Libya, Lübnan, Tunus, Sudan, Somali ve Malezya halklarına ve bizi destekleyen tüm halklara mektubumdur: Kendi hâline terkedilen Gazze size emanettir.
Unutulan Gazze size emanettir. Size yemin ederim ki, ve size vasiyet ederim ki, ben sizi çok seviyorum... Bizi yüzüstü bırakmayacağınıza inanıyorum.
Mektubumu bulan herkes, onu paylaşsın. Ben Allah'ın izniyle (inşaAIIah) şehidim.
Muhammed Abdulkadir el-Huseyni! (10 yaşında!)
Asıl fakir olan insan az para kazanan, cebinde ancak birkaç kuruşu olan insan değildir. Bir adamın kesesi dolu bile olsa eğer başkalarının varlığını, başkalarının saadetini, başkalarının zenginliğini kıskanıyorsa on paralık değeri yoktur.
İhtiyarlığın kudretli olması, gençliğin birçok şeyleri bilmesine dayanır. En muktedir ihtiyarlar, gençliklerini boş geçirmemiş olanlardır. Eğer insanlık eğiliyorsa onların önünde eğiliyor.
Bir insanın içinde yaşadığı cemiyete ve bu arada kendisine biraz faydalı olabilmesi ancak gençliğinin kıymetini bilmesine, o çağlarda zamanını iyi kullanmasına, dağarcığını iyice doldurmasına bağlıdır. "Gençlik bilse, ihtiyarlık yapabilse!" derler.
75 yaşına varan bir alim "Ah kabil olsa da köşe başlarında şapkamı gelene geçene uzatsam da boş geçirdikleri vakitleri içine atmaları için yalvarsam" derken kendisine mahsus zamanın bitmekte olduğunu ne güzel anlatmıştır.
Dünya artık çok şerefsiz. Sığınılacak yer kalmadı. BM kontrolünde olan çadırlara sığınan sivil Filistinliler diri diri yakıldılar. Çocuklar çadırlara atılan roketlerle paramparça edildi!.. İsrail hiçbir kararı tanımıyor. Kınanmıyor bile artık. Gazze'yi değil. Dünyayı işgal etmiş.
"Sessiz kalmak bu katliamlara ortak olmaktır."
Yaşadığınız her anı, bilhassa gençlikte yaşadığınız her anı iyi kullanmaya mecbursunuz; çünkü gençlik hayatın sonraki devreleri için bir hazırlanma çağından başka bir şey değildir.