Eğer birinin gönderilerini üst üste beğeniyorsam muhtemelen kitap ilgimi çekmiştir. Yani gerçekten beğeniyorumdur. Kimseye "Sen de benim gönderilerimi beğen." demek istemiyorum. 🌸
Dert kelimesini Didem Madak'ın dizeleriyle beraber düşünüyorum. Derdini annesinin fotoğrafına anlatan Didem, derdini demeyi taş bebeğinden öğrenen Didem...
Bir insan ne denli üstün zekâlı ve bilgili olursa olsun, eğer duyarlılıktan yoksunsa; kafa açısından görkemli bir dev, duygu açısından zavallı bir cüceyse, ben neyleyim böyle bir adamın dostluğunu?
Bazen yazmaktan uzaklaştığımda "Ben yazmak istemiyor muyum acaba? Sadece egomu tatmin etmek ve var olduğumun kanıtını inşa etmek için mi yazmak istiyorum?" diye düşünüyorum ama şu sıralar yaratıcılık-yalnızlık üzerine düşünüyorum ve sanırım yazmak için yalnız kalabilmek gerekiyor. Yalnızlık derken aslında Nihan Kaya'nın yatay-dikey kavramlarını da düşünüyorum. Yatay hayatla bağlantımız fazla olduğunda dikeye yönelip derinleşemiyoruz. Mesela finallerden yüksek almam ve bunun için çalışmam gerektiğini düşünmek yatay bir durum ve dikeyden uzaklaştırıyor beni.