Uygarlıklar “görmek” ve “göstermek” eylemleri üzerinden de açıklanabilir. Uygarlıkların simgeleri bu iki eylemden hareketle insanlığa sunulur. İslam uygarlığında göstermek değil, göstermemek, yapmak ve yapılanları sadece Yaratıcı’ya sunmak temel anlayıştır. Bu uygarlıkta görmek, göstermekten önce gelir. Hatta göstermek, ilan etmek kınanacak bir edimdir. Hilmi Uçan bu eserinde üzerinde pek durulmamış olan bu konuyu mercek altına alıyor, okurla birlikte düşünsel serüvene çıkıyor.
Keyifli okumalar…
Morro Körfezi uçurumunda cesedi bulunan genç bir çocuk… Ölümünün ardında yatan korkunç bir sır ve hayatı pahasına o sırrın peşine düşen bir cerrah… Adı ayin cinayetleriyle anılan eski bir katil…
Doktor Jay Erlich’in ağabeyi Charlie, yıllar önce büyük bir hata yapmıştır. Ancak sonrasında her şeyi geride bırakarak hayatına devam etmiş ve bir aile kurmuştur. Ne var ki ardında bıraktığını sandığı şeytanlar aslında hiçbir zaman tam anlamıyla kaybolmamıştır. Geçmişe ait bir gölge çok daha ölümcül bir şekilde dönüyor. Artık hiçbir şey göründüğü gibi değil…
Keyifli okumalar…
Kupa ValesiAndrew Gross · Arkadya Yayınları · 2012660 okunma
Aynı zamanda sosyoloji doktoru olan yazar, ihtimal ki bu disiplinden gelen bir bakış açısının da sahibi olarak, temelde modernleşme sürecinin hırpaladığı değerleri miras olarak almaya aday bir insana yöneliyor. Yöneliyor ve elinde acı kalıyor. Yazma, dahası okuma eyleminin irdelenmesi, tasavvufi terminolojinin gündelik hayat sahnelerinde kullanım denemeleri, doğrudan tasavvufi mahiyette çıkılan zor ve hırpalayıcı yolculuklar, bir noktaya kadar kadının üzerinde ısrar ettiği problemler. Acı Deniz, giderek daralan, kirlenen ve ikinci yarısı şiddetle ihmale uğramış bir dünyada iyi ve güzeli düşünmeye hakkımız olduğunu hüzünlü, hem de çok hüzünlü bir dille hatırlatırken tercihini gelenekten yana koyuyor.
Keyifli okumalar…
Acı DenizFatma Barbarosoğlu · İz Yayıncılık · 2016129 okunma
Chicago’nun güney yakasında gücün varsa namın da vardır. Danny Carter ve en iyi arkadaşı Evan dükkan soygunu yaparak nam kazanmış ve yarını hiç düşünmemişlerdi. Ancak bir gün işler umdukları gibi gitmeyince ikisi için de her şey tamamen değişti.
Yıllar sonra Danny geçmişin izlerini silmiş biri olarak kendine yeni bir dünya kurmuştur. Gerçek bir iş, güvenilir bir kız arkadaş ve temiz bir vicdan. Artık o da herkes gibidir. Normal. Başarılı. Mutlu. Ta ki onu hayal kırıklığına uğratan eski ortağını duman altı olmuş bir barın aynasında görünceye kadar.
Quentin Tarantino tarzı koşullar tarafından esir alınan iyi bir adamın hikayesini işleyen Bıçağın İki Yüzü, doğru adımı atma yolundaki her çabanın bizi korkunç sonuçlara ve kaçınılmaz bir sona götürdüğünü anlatan bir kitap. Ne kadar çok şeyin varsa, kaybedecek o kadar şeyin olur.
Keyifli okumalar…
Bıçağın İki YüzüMarcus Sakey · Koridor Yayıncılık · 201744 okunma
Uykusuz Meyveler, ne bir kahramanın ne bir anti kahramanın ne de bir dönemin kitabı. O, meyvelerin öykülerine adanmış bir imge damarı. O yüzden okurun peşinden bazen bir portakal yuvarlanır bazen başına dut düşer bazen de parmaklarına elma ağaçları takılır.
Keyifli okumalar…
Hiç kimse mahalleyi ve onun gölgede kalan insanını Emre Şahin kadar derinlikli taşımadı öyküye. Alışılmış hayatları birbirinden ayıran canlı damarları keşfetmek gerekiyordu bunun için. Gözün değil sezginin yakalayabileceği sahnelerdi bunlar. Su tankeri sadece su tankeri değildi mesela, ne zaman geleceği belli olmayan bir sevgiliydi. Alışverişin sonunda kurtarılan “yol parası” adı konmamış bir galibiyet, çocukların hurdacı için topladığı bakır teller rüyalarını aydınlatan hazinelerdi.
Keyifli okumalar…