Sümeyye Aytav

Sabitlenmiş gönderi
Tam yitip gittiğimi sandığımda, zindanım sarsıldı ve zincirlerim çözüldü. James Baldwin
Reklam
...Rolleri üstlenenler gelir ve gider ancak roller oldukları gibi kalırlar. İnsanlar örgüte katılır ve örgütten ayrılır, alınır ve atılır, kabul edilir ve çıkarılır ancak örgüt varlığını sürdürür; ve belli bir kişinin rolün oynanmasına verdiği özel renk zamanla değişmekle birlikte, örgüt temel olarak aynı kalır. İnsanlar değiştirilebilir ya da gözden çıkarılabilirler; önemli olan, birer kişi olarak o insanlar değil, işi yerine getirmedeki becerileri ve işi yapmak için gösterdikleri iradedir.
Üyelerinin "bedenlerini ve ruhlarını" teslim ettikleri (ya da etmeleri gereken) bir grup olarak düşündüğümüz cemaatin tersine, örgüt, söz konusu kişileri ancak kısmen özümler; aslında örgütü kişilerden değil rollerden ibaret olarak düşünürsek çalışma biçimlerini daha iyi anlayacağız. Bir örgüte giren isanlardan rollerini benimsemeleri (yani, örgüt içinde ve örgüt için çalışırken kendilerini tam olarak yaptıkları işe vermeleri ve kendilerini tamamen o an yapmakta oldukları işle özdeşleştirmeleri) ama aynı zamanda kendileriyle rolleri arasına belli bir mesafe koymaları (yani, bu özel rolle ilgili hak ve görevleri başka etkinliklere ya da yere ait olanlarla karıştırmamak için, bu esnada oynadıklarının yalnızca bir rol olduğunu hatırlamaları) beklenir. Aslında, rollerin belli bir düzene sokulması örgütün bir zaman diliminde görece istikrarlı kalan ve genelde örgütü tanımlayan tek özelliğidir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
...Üyelerden normal olarak tüketiciliğin çekiciliğine sırtlarını dönmeleri, mütevazı ve sade bir hayat sürmeleri istenir. Bu tür cemaatler (sıklıkla komün olarak adlandırılırlar) üyelerinin omzuna muazzam bir görev, yani bütün özellikleriyle ortak hayatlarını sırf sevgi gücüyle sürdürme görevini yükler. Eğer karşılıklı düşmanlıklar ya da uzlaşma yokluğu cemaati parçalarsa, ikinci bir savunma hattı kurmak için ne teamül ne de sözleşme yükümlülükleri vardır. Tek yapıştırıcı, komünün ayakta kalması için tek ve dolayısıyla kaçınılmaz koşul, karşılıklı sevgidir. Bundan dolayı her türlü muhalefet ölümcül bir tehdit oluşturur; hoşgörü bir komünün gücünü aşan bir lükstür. Bu nedenle cemaatler ne kadar kapsayıcı olursa, o kadar baskıcı hale gelirler. Baskı, komünleri cemaatlerin en kırılganı ve zayıfı yapmaktan başka bir işe yaramaz.
...Öte yandan, dinsel mezhepler bütün olarak çok daha talepkârdır. Periyodik tapınma ritüellerine katılımla yetinmezler; üyelerinin bütün hayatları onların ilgi alanına girecektir. Mezhepler tanım gereği dışarıdan gelen baskıya açık ve dolayısıyla sürekli kuşatma altında olduklarından, yalnızca paylaştıkları bir dizi inanca değil aynı zamanda yaşam biçiminin tamamında bir tektipliğe ihtiyaçları vardır. İnanç sahibinin gündelik işlerini yürütme biçimlerinin baştan sona yeniden düzenlenmesini isterler. Ayrıca görünüşte inanç sorunuyla ilişkisi olmayan davranış özelliklerinde de hüküm vereceklerdir.
Reklam
Reklam
621 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.