Ahmet Samsa

104 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
3 saatte okudu
Ağaçlar ve İnsanlar
Yazarın tüm eserlerinden ağaçlarla ilgili metinler derlenerek oluşturulmuş kitap. Kitabın kapağı çekiyor önce insanı, sonra elinize alıp incelediğinizde içindeki ağaç resimlerine bakmak bile huzur veriyor. Bu şekilde hiç aklımda yokken aldım kitabı ve bir oturuşta okudum. Kitapta denemeler ve şiirler var. Ve tabi hepsi ağaçlar ile ilgili. Fakat ağaçları anlatırken aslında insanları da çok güzel anlatıyor Hesse. Tavsiyem kitabın bir oturuşta bitirilmemesi yönünde. Canı istedikçe bir metin, bir şiir okumalı insan. Zira ben bu şekilde bir kere daha okurum. Kitabı her açtığınızda, mesela İstanbul'un karmaşasından bir anda muhteşem ağaçların olduğunu Gülhane Parkı'na girmiş gibi hissedebilirsiniz. Ben çok beğendim, seve seve tavsiyedir.
Ağaçlar
AğaçlarHermann Hesse · Kolektif Kitap · 20193,655 okunma
Reklam
216 syf.
9/10 puan verdi
·
10 günde okudu
Bir Başka Amin Maalouf
Yazarı daha önce okumuş okurlar için diyorum, bambaşka bir Amin Maalouf var, bu kitapla karşınızda. Sadece insanlara ve insanlığa küsmüş bir yazar olan Eve ile aradığı huzuru orada bulmuş olan çizer Alec'in yaşadığı Antioche adasında başlıyor kitap. Alec'in günlükleri şeklinde giden hikayede bir anda tüm dünyada her türlü teknoloji ve iletişim yolları gizli bir el tarafından kapatılıyor. Sonra anlaşılıyor ki bizden daha gelişmiş bir ulus olan ve kendilerine Empedokles'in Dostları diyen bir grup tarafından dünyanın içine düşeceği bir nükleer savaşı engellemek için yapılmış bu müdahale. Amin Maalouf bir gelecek tasvir ediyor bize ama distopya mı, ütopya mı buna karar vermek size kalıyor. Ben kitabı sevdim. Olayların işlenişinden ziyade insanlığı ve özellikle ölüme olan bakış açımızı irdeleyişini sevdim. Aslında çok sert bir olayı, çok yumuşak bir dille okumayı sevdim. Ben bu Amin Maalouf'u ve yaptığı bu denemeyi sevdim. Tavsiyedir.
Empedokles'in Dostları
Empedokles'in DostlarıAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 20215,2bin okunma
283 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
Atay'ın Hocası İnan
Kitabın sonsözünden anladığımız kadarıyla TÜBİTAK'ın teklifi üzerine İnan'ın eşi Jale İnan eşinin biyografisinin yazılabilmesi için gerekli bilgi ve belgeleri topluyor. Ardından gerçeğe en uygun Mustafa İnan anlatımını yapabilecek bir yazar aranıyor ve tesadüfen Oğuz Atay ile Mustafa İnan'ın oğlu tanışıyorlar. İyi bir yazar ve Mustafa İnan'ın bir öğrencisi olması sebebiyle Oğuz Atay'dan biyografiyi yazması isteniyor ve kendisi kabul ediyor. Tabi işin içine Oğuz Atay girince bu salt bir biyografi olmaktan çıkıp, bir bilim adamının romanı haline geliyor. Atay kitapta hem Mustafa İnan'ın çocukluğundan itibaren yaşadıklarını, hayatla mücadelesini, para sıkıntılarını, bilimsel çalışmalarını anlatıyor. Hem de Mustafa İnan'ın yaşadığı döneme ve çevresine eleştirel bir ışık tutuyor. Roman 9 Ağustos 1971 günü, Mustafa İnan'ın ölümünden 4 yıl sonra kendisine hizmet ödülü verildiği törende genç bir öğrenci adayının orta yaşlı bir profesöre "Ekol kurmuş ne demek?" diye sormasıyla başlıyor. Atay bu romanlıştırdığı biyografi kitabıyla bize Mustafa İnan'ın 1911'de doğumundan 1967'de vefatına kadar yaşadıklarını anlatıyor ve yaşadığı döneme tanık olmamızı sağlıyor. Tabi ki şiddetle tavsiye ediyorum. Keyifli okumalar.
Bir Bilim Adamının Romanı: Mustafa İnan
Bir Bilim Adamının Romanı: Mustafa İnanOğuz Atay · İletişim Yayınları · 202017,1bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
232 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
24 günde okudu
Umutsuz bir umudun öyküsü.
Dino Buzzati'nin üçüncü romanı Tatar Çölü. Yazarın 1939 yılında askere çağrılması ve ikinci dünya savaşı sırasında İtalyan Deniz Kuvvetleri'nin muhabiri olarak görev yapmasının ardından 1940 yılında yayınlanan romanda, yazarın askerlik hayatını çok iyi gözlemlediğini ve betimlediğini görüyoruz. Kitabın baş karakteri Giovanni Drogo'nun yaşadığı kentten, subay olarak ilk görev yeri olan Bastiani Kalesi'ne gitmek üzere yola çıktığı sabah başlıyor öykü. Bastiani Kalesi kimsenin görmediği, bilmediği, belki de bilmek istemediği, hiçbir hayat belirtisinin olmadığı bir çölün sınırındadır. Bastiani Kalesi kurmaylarının ve özellikle Drogo'nun duygu değişimlerini, umudunu, umutsuzluğunu ve özellikle bekleyişini çok iyi anlatmış yazar. Sayfa sayfa okuyucu da subayların beklentisine kapılıyor ve Tatar Çölü'nde bir karaltı, belki bir ışık gördüğünü zannediyor adeta. Bu monotonluk, bekleyiş ve umudun hikayesinin çok iyi anlatıldığı Tatar Çölü'nü tavsiye ederim herkese. Keyifli okumalar.
Tatar Çölü
Tatar ÇölüDino Buzzati · İletişim Yayınevi · 201813,3bin okunma
360 syf.
8/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Yeniden Harry Potter okumak çok keyifliydi. Eski bir arkadaşla karşılaşmış gibi. Arkadaşın da senin gibi büyümüş, saçlarına aklar düşmüş ama yine bir maceranın içinde çünkü o Harry Potter. Çok fazla yazılacak bir şey yok aslında. Meraklısının heyecanla ve keyifle iki günde bitirebileceği bir metin olmuş. Ben çok sevdim, çünkü severim.
Harry Potter ve Lanetli Çocuk
Harry Potter ve Lanetli ÇocukJ. K. Rowling (Robert Galbraith) · Yapı Kredi Yayınları · 20169,7bin okunma
Reklam
144 syf.
8/10 puan verdi
·
6 günde okudu
"Geçmişi unutursak onu tekrar yaşamaya mahkûm oluruz."
Öncelikle kitabın ilk basım tarihinden bahsetmek istiyorum, 1984. Yazar 1984'ten 1961'de yaşanan bir devlet terörüne ve daha da eskiye, Nazi işgali sırasında yaşananlara kadar götürüyor romanının uçlarını. 17 Ekim 1961'de Cezayirli göçmenlerin Paris hükümetine karşı düzenledikleri bir gösteri sırasında bir tarih öğretmeni olan Roger Thiraud öldürülüyor ve tutanaklara eylemcilerle işbirliği yapan bir Fransız olarak geçiyor. Ancak yirmi yıl sonra bu tarih öğretmenin oğlu da benzer bir şekilde öldürülüyor ve bir soruşturma başlıyor. Yazar olay örgüsünü çok iyi kurarken, bir yandan da yakın tarihin siyasi suçlarının unutulmaması için uğraşıyor adeta. Sadece bir polisiye değil, aynı zamanda geçmişe ışık tutan bir roman. Tavsiyedir.
Geçmişin Ayak Sesleri
Geçmişin Ayak SesleriDidier Daeninckx · Ayrıntı Yayınları · 200423 okunma
260 syf.
7/10 puan verdi
·
41 günde okudu
Öyküler Bütünü Bir Roman
Kızböcekleri çok ilginç bir kitaptı diyebilirim. Bektaş Toztoprak ana karakterimiz, yalnız yaşayan ve birtakım takıntıları olan bir öğretmen. İlk bölümü okurken tam bir Oğuz Atay karakterini hatırlattı diyebilirim. Kitap akarken öykü beklenmedik değişimlere uğruyor. Başta yalnız adamın iç sıkıntılarını, hayatla, insanlarla, kendisiyle olan kavgasını okuyacağız sanırıyoruz ama öyle devam etmiyor. Sanki birçok farklı öykü aynı karakterin başından geçiyor gibi hissettirdi bana. Hatta yazar yazmak istediği her şeyi bir kitapta yazmış mı ki diye düşündüm ama öyle de değilmiş. Zira çok kitabı var yazarın. Roman kadın-erkek ilişkileri üzerine kurulu ki adı da buradan geliyor zaten. Yer yer eril bir dil kullanılmış gibi hissettirse de beni çok rahatsız etmedi. Bu konuyu bir de kadın okurlara sormak lazım sanırım. Ama bunun dışında çok sevdiğim bir kitap oldu. Tavsiye ederim, keyif alarak okuyacağınızı sanıyorum.
Kızböcekleri
KızböcekleriTahir Musa Ceylan · Doğan Kitap · 201438 okunma
202 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
32 günde okudu
Bir Oyun İncelemesi!
Geçenlerde Oğuz Atay'ın bu kitabında yer alan aynı isimli öyküsünden uyarlanan aynı isimli oyunu seyrettim. Doğukan Uludağ'ın canlandırdığı karakterin evinde "korkuyu beklerken, korkuyla beklerken" neler yaşadığını anlatıyor oyun. Oyun hakkında çok detay vermek istemiyorum. Öyküyü okuyanlar için çok yerinde bir uyarlama olduğunu söyleyebilirim. Halihazırda akıl sağlığı çok da yerinde olmayan karakterin evinden çıkmadan yaşamak zorunda kalınca nasıl deliliğin sınırlarında gezebileceğini Oğuz Atay zaten çok güzel yazmışken, Doğukan Uludağ da çok güzel canlandırmış. Hem eğlenceli, hem gergin ve çok keyifli bir iki saat geçirdim. İzlemenizi tavsiye ederim. "Havlayan köpek ısırmaz. Hay Allah kahretsin!" "Yalnız yaşayan insanların kendi içlerinde başlayıp biten eğlenceleri vardır." "Korkuyorsan neden bu kadar uzakta yaşıyorsun şehirden. Neden üç evli sokağın en ucundaki evde oturuyorsun?" "Aman Allahım. Ya eşya bir gün delirirse!"
Korkuyu Beklerken
Korkuyu BeklerkenOğuz Atay · İletişim Yayıncılık · 202226,7bin okunma
144 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
"Kanatlarını çırptı gökyüzüne..."
Bir doğa masalı Kevok. Kimi zaman umut dolu, kimi zaman umutsuzluk içinde, kimi zaman heyecan dolu, kimi zaman sorgulayıcı, bol bol özgürlüğünün peşinde küçük güvercin Kevok'un hayat hikayesini okuyoruz bu masalda. Aslında bir masal değil ama bence içinde yer yer bulunan kısa hikayeler ve hayvanların, ağaçların konuşması gibi gerçeküstü bir yanının bulunması bir masal havası katıyor öyküye. Kevok'un annesi Daye'nin çevresindeki hayvanlar, ağaçlar ve köylülerle bir doğa masalı olarak başlıyor ve bir noktadan sonra aşk hikayesine, oradan da hayatın anlamını arayış kitabına dönüyor kelimeler yazarın elinde. Kevok'la birlikte sanki biz de uçuyoruz gökyüzüne. Benim için umut ve hüzün dolu, çok güzel bir masaldı. İyi ki okumuşum. "Hayatın küçük birer halkasından ibaretiz sadece, her şey bizi yeni bir şeye bağlar; istesek de, istemesek de." Keyifli okumalar.
Kevok
KevokTolga Karaboğa · Sınırsız Kitap · 201414 okunma
128 syf.
9/10 puan verdi
·
112 günde okudu
"Beni izle küçük adam, sana senden bahsedeceğim. Kaçıp gitme!"
Dinle Küçük Adam, Wilhelm Reich’ın Orgon Enstitüsü’nün arşivi için yazdığı daha sonradan yayınlanmasına karar verilen bir metin. Fakat bir bilimsel metin sayılmaz, zaten kitap arkasında da özellikle “bilimsel değil, insanca bir belgedir” yazılı. Reich’in Küçük Adam dediği normal insan sayabileceğimiz şahsi çıkarları peşinde koşan ve her zaman
Dinle, Küçük Adam
Dinle, Küçük AdamWilhelm Reich · Cem Yayınevi · 201713,2bin okunma
Reklam
324 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
14 günde okudu
Görmek, yine çok iyi bir Saramago kitabı. Konusunu çoğunuz bilirsiniz. Saramago'nun Körlük kitabında anlatılan beyaz salgının üstünden dört yıl geçmiştir ve o kitabın ana karakterlerinin yaşadığı ülkenin başkentinde yapılan seçime yüzde yüz katılım gösteren seçmenlerin yüzde seksen üçünün boş oy attığını düşünün. Nasıl ortalık sallanır di mi? Özellikle ülkenin iktidar gücünün nasıl debelendiğini okumak çok zevkliydi. Tabiki pisleşmekte asla gecikmeyip, işi tüm hükümet güçlerinin başkenti terketmesine kadar götürürler. Devamını kitaptan okursunuz sanıyorum. :) Bu kitap çok sert bir demokrasi eleştirisi aslında. Her ne kadar halkın kendi temsilcisini seçtiği sistem olsa da demokrasi, halk yapması gereken seçimler dışında seçim yapınca nasıl 'hak-hukuk' diye bir şeyin ortada kalmayacağını gözler önüne seriyor. Hatta kitaptaki kabine üyeleri içinde gayet makul bakanlar da var ki, ülkemiz için böyle bir durumun bile mümkün olmadığını düşünüyorum. Her partinin, her politikacının aslında 'işine geldiği kadar' demokrasi bekçisi olduğunu hatırlatıyor bize Saramago. Demokrasi bekçisi deyince, neyse... :) Çok sağlam bir kitap olduğunu düşünüyor ve şiddetle tavsiye ediyorum. Keyifli okumalar.
Görmek
GörmekJosé Saramago · Kırmızı Kedi Yayınları · 202218,1bin okunma
75 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
17 saatte okudu
Kısa zamanda keyifle okuduğum bir masal diyebilirim Pera Palas için. Her ne kadar kitabın girişinde türü Deneme olarak sınıflandırılmışsa da bence güzel bir Masal. Pera Palas, Saray, Eski İstanbul ve İstanbul'un köpekleri hakkında, ince göndermeleriyle gülümseterek okunan bu kitabı okumanızı tavsiye ederim. Ayrıca çok güzel Abidin Dino karalamaları da yer almakta kitapta. Keyifli okumalar.
Pera Palas
Pera PalasAbidin Dino · Sel Yayıncılık · 200572 okunma
352 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
Yoksul bir denizci olan Martin Eden’in ancak kitaplarda okuyabildiği zengin ve ona göre bilgili insanların hayatına bir şekilde, bir yemekliğine de olsa girişiyle başlar kitap. O yemekte bir kadınla tanışır ve Martin Eden’in tutkulu serüveni başlamış olur. Önce onlardan biri gibi olma hedefiyle, bu hedef için nasıl bir çalışma içine girdiğini okurken, zamanla bu tutkunun bilgi açlığını fark edişi ile okuma ve yazma tutkusuna dönüşmesine şahit oluyoruz. Beni en çok etkileyen Martin’in yalnızlığı oldu. Kitapta Martin’in yazarlık serüveni aracılığıyla o dönemde bir şeyler yayınlatabilmenin, kendini bir yazar olarak kabul ettirebilmenin zorluğunu ve insanların toplumun genel yargıları uğrunda nasıl iki yüzlülük yapabildiklerini de çok açık bir şekilde anlatıyor Jack London. Martin Eden’i okumanızı şiddetle tavsiye ediyorum. İyi bir yayınevi ve çevirmenden okursanız daha da mükemmel olacaktır.
Martin Eden
Martin EdenJack London · Olympia Yayınları · 202092,2bin okunma
175 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Yoksul Varenka ile Zavallı Makar
İnsancıklar, Dostoyevski'nin ilk romanı. Öncelikle bu Can Yayınları baskısının girişinde bulunan önsözden bahsetmek istiyorum. Önsözün başlığı 'Bir Büyük Yazar Doğuyor' olarak seçilmiş çevirmen Sabri Gürses tarafından. Bu önsözde İnsancıklar romanının ve dolayısıyla Dostoyevski'nin Edebiyat dünyasına girişi anlatılıyor. Kitabı ilk okuyanlardan
İnsancıklar
İnsancıklarFyodor Dostoyevski · Can Yayınları · 202362,5bin okunma
99 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
"Her şey hatırlandığı gibi."
Aramızdaki En Kısa Mesafe, Barış Bıçakçı'dan okuduğum ilk kitap. Anlatıcının kardeşinin doğacağı günden başlıyoruz okumaya ve evin iki numaralı çocuğunun gözünden bir aile hikayesini okuyoruz. Bir çocuğun ağzından anlatılması sebebiyle hem hüzünlü, hem sıcacık, hem sevimli kısacası samimi bir hayat hikayesi bu. Babanın hayatta inandıkları doğrultusunda dimdik durmaya çalışırken yaşadığı zorluklar, ailenin hep beraber geçim derdine düşmesi, kardeşler arasındaki zamanla oluşan tüm uzaklığa rağmen en yakınında olma hissi gibi çok güzel, aile olmayı anlatan an ve olaylarla dolu etkileyici bir kitap. Her ne kadar bütün bir konusu olsa da bir öykü kitabı gibi her bölümünü birbirinden ayrı ayrı da okuyabilirsiniz. Tavsiyedir.
Aramızdaki En Kısa Mesafe
Aramızdaki En Kısa MesafeBarış Bıçakçı · İletişim Yayınevi · 20203,433 okunma
57 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.