Her yıl Temmuz ayının ilk haftasında Srebrenitsa katliamı adında bir soykırım haberi okuruz. Bizzat gidip görme imkanı bulduğum Balkan topraklarında yakın geçmişte sırf Müslüman oldukları için katledilen, tecavüz edilen ve toplu mezarlara gömülen binlerce Boşnaklı Müslüman kardeşimiz var. Aradan 26 yıl geçmesine rağmen her yıl yeni kemikler çıkmakta. Kendi sitemde [ * (OKUYUP DESTEK VERMENİZİ RİCA EDERİM) ahmetcandvc.wordpress.com/2021/07/10/49-m... * ] yer verdiğim soykırımı, Sinan Akyüz bu kitabıyla gerçek hayattan esinlenerek yazmış. Okurken bir kez daha orada gördüklerimi hatırladım, içim ürperdi. Muhteşem bir kitap.
“Her birimiz, ayrıyken hep diğer yarımızı arayacak. Biri, diğer yarısını bulduğunda çift; sevgi, dostluk ve yakınlık şaşkınlığında kaybolacak. Sebebi, insan bir zamanlar, en başta tekti. Tamdı. Sonra ikiye ayrıldı. Bu tamlık arzusu ve arayışına aşk denir.”
Alçak bir ölüm varsa, eminim, budur ancak.
Dünyâda inanmam, hani görsem de gözümle.
İmânı olan kimse gebermez bu ölümle:
Ey dipdiri meyyit, ‘İki el bir baş içindir.'
Davransana… Eller de senin, baş da senindir!
His yok, hareket yok, acı yok… Leş mi kesildin?
Hayret veriyorsun bana… Sen böyle değildin.
Kurtulmaya azmin neye bilmem ki